Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, NTV'nin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Selçuk, kısa çalışma ödeneğine ilişkin bir soru üzerine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecini hem işveren hem çalışanlar adına, gelir desteği de sağlayarak ve istihdamı koruyarak atlatmayı hedeflediklerini söyledi.
Bu anlamda, kısa çalışma ödeneğinin önemli bir uygulama olduğunu vurgulayan Selçuk, şöyle devam etti:
"Şu an itibariyle bize başvuran firma sayımız 232 bine ulaşmış durumda. Toplamda çalışan sayımız da 2 milyon 700 bine ulaştı. Firmaları tarafından başvurusu yapılmış çalışanımız şuan 1 milyon 180 bin. Dolayısıyla çalışan bazında yüzde 44 gibi bir oranda kabul edilmemiz var. Geri kalanlar için süreç, inceleme devam ediyor. Onları da kısa zaman içinde sonuçlandıracağız."
Bakan Selçuk, konuyla ilgili kanuni düzenlemeyle beraber uygunluk tespiti süresinin de ertelendiğini belirterek, "İlk önce ödemeyi yapacağız, sonra uygunluk tespitini yapacağız. Böylece daha hızlı bir şekilde ödemelerin gerçekleşmesi sağlanacak." diye konuştu.
Koronavirüs sebebiyle önceden kısa çalışma ödeneğinde istenen belge sayısını azalttıklarını belirten Selçuk, bu süreçte ödemeleri geciktirmemek için, uygunluk tespitini ödemenin sonrasında yapacaklarını söyledi. Selçuk, işverenin hatalı beyanının da yaptırımı bulunduğunu kaydetti.
Selçuk ayrıca İŞKUR çalışanlarına ve iş müfettişlerine, normalin çok üzerinde bir hızla çalıştıkları ve firmalara dönüş yaptıkları için teşekkür etti.
Selçuk, "Hatalı bir işlem tespit edilirse bunun yükümlülüğü kimde olacak? Çalışan açısından bir sorumluluk yaratacak mı?" sorusuna, "Bunun sorumluluğu tabi ki çalışanımızda olmayacak. Çünkü işlemin, sürecin yürütümü işverenin sorumluluğunda." yanıtını verdi.
Bakan Selçuk İşverene Çağrı Yaptı
Başvuru sürecini anlatan Selçuk, şunları söyledi:
"Firma, çalışan listesi beyan ediyor. Beyanda eksiklik veya hata varsa bunu biz işverenle konuşarak hallediyoruz. Bir kez daha işverenlerimize çağrıda bulunmak istiyorum: Bu sürecin daha hızlı işlemesi için bu bilgileri hem yeterli hem de doğru bir şekilde iletmeleri çok önemli. Herhangi bir yerde kimlik numarasında veya bir rakamda hata olduğu zaman süreç uzayabiliyor. Müfettişlerimiz bilgileri doğrulamak için gayret gösteriyorlar. Bu da zaman kaybına sebep oluyor. İşverenlerimiz, çalışanlarımız adına bu belgeleri, listeleri bize doğru ilettikleri takdirde süreci daha hızlı ilerleteceğiz. Çalışanlarımız bu süreçten sorumlu olmayacaklar. Çünkü başvuru, firma bazında işveren adına yapılıyor."
"Yüzde 50'si 3 Kişiden Daha Az Çalışanı Olan Firmalar"
Kısa çalışma ödeneğine başvuran firmalara ilişkin bilgi veren Selçuk, 3’ten az çalışanı olan firmaların, başvuru sayısının yarısından fazlasını oluşturduğunu, 10 kişiden az çalışanı olan firmaların dahil edilmesi halinde bu rakamın yüzde 79'lara çıktığını, 20 kişiden az çalışanı olan firma sayısıyla da başvuruların yüzde 90'lara ulaştığını kaydetti. Selçuk, "Diyebiliriz ki kısa çalışma ödeneğine başvuran firmaların yüzde 50'si 3 kişiden daha az çalışanı olan firmalar." dedi.
"İstihdamı Korumak Temel Gayemiz"
Salgın süresince yapmak istediklerinin çalışanı korumak olduğunun altını çizen Selçuk, şöyle devam etti:
"Çalışanımızı, iş akdi içinde, istihdamın içinde tutabilmek istiyoruz. İşçimizi, çalışanımızı koruyabilmek anlamında, geçici bir süreyle fesih yasağı getirdik. Bu 3 ay süre zarfında işveren tarafından akidler feshedilemeyecek. İşveren de bu 3 aylık süreyi geçmemek üzere işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilecek. Aslında bu sistemde hem işverenimizi hem çalışanımızı koruyoruz. İstihdamı korumak temel gayemiz."
Hiçbir işçinin, çalışanın, bu süreç zarfında işinden olmasını istemediklerini vurgulayan Selçuk, "Bu fesih yasağı iki tarafı koruduğumuz ve temelde de istihdamı koruduğumuz bir sistem." değerlendirmesinde bulundu
Kısa çalışma ödeneği başvuru şartlarına değinen Selçuk, şunları kaydetti:
"Eğer bir çalışanımız 450 günü tamamlamışsa, 60 gün şartını tamamlamışsa işvereniniz onun adına kısa çalışmaya başvuracak. Eğer çalışanımız 450 gün ve 60 gün şartlarını tamamlayamıyorsa o zaman da ücretsiz izin üzerinden biz ona destek olmaya çalışacağız. Dolayısıyla sistemdeki bütün sigortalılarımızın, işçilerimizin 450 günü tamamlasın veya tamamlamasın bu şekilde biz akidleri içinde kalmalarını, aynı zamanda istihdamın korunmasını sağlayacağız. Bir anlamda işverenlerimizin de ücret maliyetini destekleyerek katkı sunuyoruz. Temel hedefimiz bu süreç zarfında kimsenin işinden olmaması."
"Düzenlemeye uyulmazsa ne olur?" sorusuna Selçuk, "İşverenimizin kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin desteği, nakdi destek imkanlarından çalışanları adına faydalanacaklarına, bu başvuruları yapacaklarına ve kesinlikle işten çıkarmayacaklarına inanıyorum. Ama velev ki böyle bir durum olursa da bunun bir idari para cezası olacak. İş sözleşmesini fesheden işverene bir idari para cezamız var. Bu da aylık brüt asgari ücret tutarında olacak." karşılığını verdi.
"Koronavirüs salgını sürecinde işverenlerin kısa çalışma ödeneği yerine ücretsiz izni daha öncelikli tercih etmesi gibi bir durum söz konusu olabilir mi?" sorusuna Selçuk, "Kısa çalışma ödeneği yerine ücretsiz izin tercih etme durumları olamaz çünkü burada çalışanlarımız kaç prim günlerini tamamladıklarını biliyorlar. Dolayısıyla 450 gün prim ödeme ve 60 gün hizmet akdi şartını tamamlamışsa işverenin onun adına kısa çalışma ödeneği başvurusu yapacaklarını çalışanlarımız da biliyorlar." yanıtını verdi.
Amaçlarının, bu kapsam içinde kalmayan çalışanları da korumak, onlara da bir gelir desteği sağlamak olduğunu belirten Selçuk, şunları kaydetti:
"İşverenlerimizin mümkün olduğu sürece bu şartları sağlayan bütün çalışanlar için öncelikli olarak kısa çalışma ödeneğine başvuracaklarına, bu şartları taşımayan çalışanları için de ücretsiz izine nakdi destek modelini uygulayacaklarına inanıyoruz. Biz de bunu kontrol edeceğiz zaten. Prim günlerini SGK olarak biz görebiliyoruz. Dolayısıyla buna uyacaklarına biz tamamen inanıyoruz. Onun haricinde zaten nakdi ücret desteğinden yararlanan işçinin fiilen çalıştırıldığını gördüğümüz zaman onda da bir idari para cezası var."
Bakan Selçuk, "Bu ödemeden yararlanan işçilerin bakmakla yükümlü oldukları yakınları var. Bu konuda sağlık hizmetlerinden yararlanma konusunda nasıl bir düzenleme var?" sorusu üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda koronavirüs tedavisinde bütün sağlık hizmetlerini karşıladıklarını ifade etti.
Bu süreçte ücretsiz izin olsun, kısa çalışma ödeneği olsun Genel Sağlık Sigorta primlerinin devlet tarafından ödeneceğini dile getiren Selçuk, bu konuda çalışanların müsterih olmasını istedi.
"Sosyal Destek Programımızı 3 Faza Ayırdık"
Selçuk, "Sosyal yardım ödemelerinde 2. faz için öngördüğünüz takvim nedir? Ne zaman başlayacak ve kaç kişiye, haneye bir yardım söz konusu olacak?" sorusuna, "Sosyal yardım modellerimizi de 3 faza ayırdık. Birinci fazda belirlediğimiz kriterler ışığında 2,1 milyon haneye 1.000 liralık desteğimizi verdik. Bunun haricinde sosyal yardımlaşma dayanışma vakıflarımıza bu fazların dışında bizim her ay gönderdiğimiz periyodik paylar var. Bu her ay gönderdiğimiz periyodik payları da biz 135 milyondan 180 milyona çıkarmıştık. Önümüzde Ramazan ayının da olduğunu dikkate olarak bu ay ekstra 2 periyodik pay gönderdik. Dolayısıyla sosyal yardımlaşma dayanışma vakıflarımıza bu ay 540 milyon lira ulaşmış olacak. Dolayısıyla vakıflarımız da ildeki valilerimiz ve kaymakamlarımızla beraber buradan ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza ulaşabilecekler. Faz 1'de 2,1 milyon haneye ulaştıktan sonra faz 2'de de belirlediğimiz 2,3 milyon hane var. Bunları da biz belli kriterlerle tespit ettik. Daha sonra bu tespit ettiğimiz kriterlerle oluşan listeleri vakıflarımıza tekrar gönderdik ki bir değerlendirme yapılasın. Bu değerlendirme sonucunda sahada bir muhtaçlık araştırması da yapılmış oldu. Haftaya sosyal yardımlaşma dayanışma vakıflarımız aracılığıyla belirlediğimiz 2,3 milyon haneye de 2. Faz yardımları ulaştıracağız. Böylece bu süreçte toplamda 4,5 milyon haneye ulaşmış olacağız."
Kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin desteği ve fesih yasağı ile çalışanları mümkün olduğu derece istihdam içinde tutabilmeyi amaçladıklarını dile getiren Selçuk, diğer taraftan ise sosyal yardım modellerini ortaya koyacaklarını ifade etti.
Bakan Selçuk, şunları kaydetti:
Bakan Selçuk, yardımların 3. Faz etabında ise talep bazlı bir yapı kurarak, "e-devlet" üzerinden bu talepleri alacaklarını belirtti. Bu sistemin altyapı çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, tespit edilemeyen hanelere bu şekilde ulaşmaya çalışacaklarını sözlerine ekledi.
"Vatandaşlarımızın İhtiyaçlarını Karşılamak İstiyoruz"
"Üçüncü fazda kimler yardım taleplerinde bulunabilecek? Geçen zamanı da düşünürsek ilk fazda 1.000 liralık desteği alanların da başvurabileceği bir sistem mi olacak yoksa farklı kriterlerle mi başvuru yapılması gerekecek?" sorusunu Bakan Selçuk, "Bizim faz 3 için kriterlerimiz şöyle, faz 1 ve faz 2'de ulaştığımız haneler buradan destek alamayacaklar. Memurlarımız, sigorta anlamında 4-C'lilerimiz başvuramayacaklar. Onun dışında herkese açık olacak." diye yanıtladı.
Selçuk, yardımın beyan usulüne göre yapılacağını, bunu kontrol edeceklerini anlattı.
Bakan Selçuk, şöyle konuştu:
"Temel hedefimiz vatandaşımıza ulaşabilmek. Dolayısıyla hem talep bazlı bir sistem geliştirdik hem sosyal yardımlaşma dayanışma vakıflarımız aracılığıyla tespit ettiğimiz ailelere, hanelere ulaşmak istedik, hem de aynı zamanda SGK ve İŞKUR aracılığıyla çalışanlarımıza ve işverenlerimize yönelik bir model tasarladık. Dolayısıyla hiçbir boşluk bırakmadan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz. Bunların dışında tespit edilemeyenler olduğu takdirde de 3. Fazda talep bazlı bir sistem kurguluyoruz. İl ve ilçelerimizdeki sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımızın da ayrıca periyodik paylarını artırarak birebir illerimizde vakıfların, kaymakamlıklarımızın, valiliklerimizin tespit ettiği hanelere de ulaşmamız mümkün olacak."
"'Biz bize yeteriz Türkiyem' sloganıyla başlatılan bir kampanya var. Bu kampanyada ne kadarlık bir rakama ulaşıldı?" sorusu üzerine Selçuk, kampanya hesabında 1 milyar 720 milyon lira toplandığını belirtti.
"Kampanyada 1 Milyar 720 Milyon Liraya Ulaşıldı"
Bu kampanyanın asıl öneminin, Türkiye'nin zorlu zamanlarda kenetlenmesi olduğuna işaret eden Selçuk, kampanyada bugün itibarıyla 1 milyar 720 milyon lira gibi bir rakama ulaşıldığını söyledi.
Selçuk, "Bu süreçte hem işveren hem işçi tarafına yönelik mesajlarınız ne olur? sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Biz her şeyden önce diyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti'nin olduğu yerde hiç kimse, kimsesiz değildir. Biz, bu süreçte çalışanımızı, işverenimizi koruduk, korumaya da devam edeceğiz. Bundan kesinlikle emin olsunlar. Bütün yaptığımız düzenlemelere bütüncül olarak baktığımız zaman, iki tarafı da ekonomiyi de korumaya yönelik bir paket olduğu ortaya çıkacaktır. Bu modelleri oluştururken Hazine ve Maliye Bakanımız Berat Albayrak Bey ile de yoğun bir mesai gerçekleştirdik. İstedik ki hiç kimse bu süreçten zarar görmesin. Dolayısıyla ben, işverenlerimize öncelikle şu çağrıda bulunmak istiyorum; lütfen kısa çalışma ödeneğine başvursunlar.
Kısa çalışma ödeneği koşulları tutmayanlar için de ücretsiz izin desteğimiz gibi bir opsiyonumuz oluştu artık, ona da başvursunlar. Biz, bu kapsam dahilinde olmayan bütün vatandaşlarımız için de faz 1'i tamamladık, faz 2'yi tespit ettik, faz 3'de de talep bazlı ilerleyeceğiz. Onları da sosyal yardımlar kanalıyla desteklemeye devam edeceğiz."