…
09 Ocak 2022, Pazar Ankara, Türkiye

İki Kardeşe Aile Olan Çift Yeni Yaşamlarına Umutla Başladı


Ateş-Gözde Girgin Ateş çifti, dört ay önce birleştirdikleri hayatlarında iki kardeşe kucak açarak onlarla umut dolu yeni bir yaşama adım attı

Anadolu Ateşi Dans Topluluğu Ankara Çocuk Akademisi Genel Koordinatörü ve Sanat Sorumlusu ve Beslenme ve Diyet Uzmanı 45 yaşındaki Ateş Ateş ve eşi Gözde Girgin Ateş iki kardeşe “aile” oldu.

Koruyucu baba olana kadar günün neredeyse tamamını çalışarak geçirdiğini söyleyen Ateş, "2020'ye kadar işkolik olan, bekar tek nefer dolaşan bir adamken bir anda hayatı sorgulamaya başladım." dedi.

Niçin dünyaya geldiğini, hayattaki amacın ne olduğunu bulmaya çalıştığını ve artık bir şeyler yapması gerektiğini düşündüğünü ifade eden Ateş, "Zaman ilerledikçe insan hayata bir anlam yüklemeye çalışıyor." diye konuştu.

Ateş, koruyucu babalık fikrinin 5 yıl önce dans topluluğundaki bir çocuğun durumuna ilişkin veli görüşmesi sonrası ortaya çıktığını belirterek, şunları anlattı:

"Bir velimiz, çocuğunun koruyucu annesi olduğunu söyledi. Bana anlattığında çok heyecanlandım ve 'Evet, benim istediğim de bu.' dedim. Bir çocuğa sevgi verebilmek ve ona hayat olabilmek istedim. Sorumluluğunu almak ve ona ışık olabilmek istedim. Beş yıl boyunca kendimi tarttım ve 2020'de tek başımaydım ama artık şu an 2 çocuğum ve eşimle birlikte kocaman bir aile olduk.

Oğluma 21 Aralık 2020'de kavuştum, o zaman 6 yaşındaydı. 21 Aralık en uzun gece olarak geçer ama benim en aydınlık günüm oldu. Artık tek başıma değildim, bir oğlum ve ben vardık. 2021 Temmuz ayında evlendim, ardından da kızımızı yanımıza aldık, 4 kişilik bir aile olduk."

"Kızımı görür görmez çok etkilendim"

Oğlunun bir de ablasının olduğunu öğrendikten sonra onları birbirlerinden ayırmamak gerektiğini anladığını dile getiren Ateş, şöyle devam etti:

"Kızımı görür görmez çok etkilendim. Kuruma gittiğimde, kızımın da o dönem bana 'Ateş abi' demesi yüreğime işledi. Kızımla da orada tanıştık, konuştuk ve 'Seni de mutlaka ya gönüllü ya koruyucu aile olarak yanımıza alacağız, hiç merak etme.' dedim ve bu serüvenimiz de orada başlamış oldu.

Hayat arkadaşı adayım vardı, bu süreçte ilişkimizin yönü hızlandı ve temmuz ayında evlendik ve kızımıza da kavuştuk. Çünkü, bekar erkeğe kız çocuğu verilmiyordu. Şu an kızımızın gönüllü ailesiyiz, çünkü belli prosedürler var. Biz şu an 4 aylık evliyiz ama koruyucu aile olmak için belli bir süre evli olmak gerekiyor. Hafta sonları yanımıza geliyor, tatillerde birlikte oluyoruz. Evimizde onun da ayrı bir odası var. Biz, bir aileyiz. İnşallah ilerleyen dönemde kızımızın da koruyucu ailesi olacağız."

"Bana ilk kez 'baba' dediğinde ağladım"

Hayata bakışının tamamen değiştiğini, daha fazla sorumlulukları olan bir kişi haline geldiğini söyleyen Ateş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben, çocukları çok seviyordum ama bir çocukla yaşamak ve onun sorumluluğunu almaktan hep korkmuştum. Babalık ve annelik duygusunu anlayamıyordum. Ama 'baba' kelimesi var ya gerçekten her şey halloluyor. O sevgiyi hissetmek, çocuğun için bir şeyler yapabilmek, bambaşka bir duygu. Bana ilk kez 'baba' dediğinde ağladım. Beni baba yerine koyması, gerçekten yürekten hissederek söylediği 'baba' kelimesi, bütün zorluklarla baş etmeye değiyor."

Çocuklarının gelecekte mutlu insanlar olmasını istediğini dile getiren Ateş, "Çocuklarıma diğer çocuklardan ne fazla ne eksik bir hayat tasvir etmeye çalışıyorum. Öncelikle vicdanlı olmalarını istiyorum. Eğitim hakkı, sevgi, aile olabilmek. Bunları yaşatabilirsek eşimle birlikte ne mutlu bize." dedi.

Ateş, "Çocuklarımın sanatla yoğrulmalarını istiyorum çünkü, sanatsal bakış açısı, gelecek nesillerde muhteşem sonuçlar yaratıyor. Ülkesine sahip çıkan, vatanını milletini seven, iyi insan olabilme duygusunu almalarını istiyoruz." İfadelerini kullandı.

"Zorluklara 'evet' diyebilenler, koruyucu aile olmalı"

Herkesin koruyucu aile olmaması gerektiğinin altını çizen Ateş Ateş, "Çünkü bir çocuğa hayat olmaya çalışıyoruz. Hayat olmaya çalışırken hayatını mahvetmemek lazım. Zorluklara 'evet' diyebilenler, koruyucu aile olmalı. Önemli olan bir çocuğa toplum adına hayat olabilmek." diye konuştu.

Topluma da kendilerine destek olmaları çağrısında bulunan Ateş, "Bazı davranış şekli, bizi de çocuklarımızı da üzebiliyor. Bize lütfen manevi destek olun." ifadelerini kullandı.

"Onlara hayatta destek olmak istiyoruz"

Bir üniversitede öğretim üyesi olan eczacı Doç. Dr. Gözde Girgin Ateş de kısa süre içinde bir eş ve iki çocuk annesi olduğunu anlatarak, mutluluğunu dile getirdi.

Çocuklarına güzel ve sıcak bir yuva vermek istediklerini ifade ederken gözyaşlarını tutamayan anne Ateş, şöyle devam etti:

"Hayatım anlamlandı. Çocuklarıma sığınacakları liman olabilmek önemliydi. Çünkü, hepimiz eşit şartlarda hayata başlayamıyoruz ve bu bizim tercihimiz değil, seçim yapma şansımız yok, suçumuz da değil. Aile benim için her zaman kişinin arkasında olan liman demektir. Hayat yeterince zor ve bazı çocuklar diğer çocuklardan daha zor koşullarda hayata başlıyor. Onları toplum adına daha iyi koşullara taşıyabilmek için bir vesile olmak istedik.

Anne olmak ise çok güzel bir şey. Onlara hayatta destek olmak istiyoruz. İyi, topluma faydalı, kendi ayakları üzerinde durabilen, kimseye muhtaç olmayan bireyler olsunlar. Özellikle kızım için bu çok önemli."

Oğlu ve kızından kısa süre içinde çok şey öğrendiğini belirten anne Ateş, şöyle devam etti:

"Egolarımdan arınabildiğim kadar arındım. Bağımsız, başına buyruk her istediğini yapabilen kadın gitti, yerine daha sorumluluk sahibi bir insan, daha duyarlı bir insan geldi. Ben, 40 yaşından sonra biyolojik anneliği düşünmüyordum. Allah, bana anneliği böyle nasip etti. Eski hayatıma kıyasla, şimdi kendi içimde değişmeye başladım ve bu değişiklik hoşuma gidiyor. Çok ama çok mutluyum. Bu kolay olsaydı belki de bu kadar kıymetli olmazdı."

“Çok mutluyum”

Ateş ailesinin 12 yaşındaki kızları ise kardeşiyle bir arada bulunmaktan mutlu olduğunu söyledi.

Yaşadığı sürece ilişkin duygularını anlatan abla, "İlk başlarda kardeşime çok özlem duyuyordum ve doğruyu söylemek gerekirse güvenmiyordum. 'Kardeşime bakamayacaklar' diye düşünüyordum. Tanıdıkça, ben de gelip gördükçe güvenimi sağlayamaya başladım. Kardeşimi onlara emanet edebileceğimi düşündüm çünkü, kardeşim benim için her şey ve her zaman öyle olmaya da devam edecek." dedi.

Abla, artık bir ailesi olduğunu ifade ederek, "Şu anda çok mutluyum." diye konuştu.