Kadının gücünü, toplumdaki önemini anlamak ve ifade etmek noktasında önemli bir fırsat sunan bugünde; kadını sınırlı kalıplara sığdıran tüm söylemleri bir tarafa bırakıp tarihsel ve toplumsal süreçlere baktığımızda görürüz ki kadın hayatın her alanında var olandır, emek verendir, üretendir.
‘Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye’ ilkesini rehber edinerek kadınların kendi başarı hikâyelerini yazmaları noktasında her daim destekçileri olmak ve bu yolda önlerine çıkan dezavantajları ortadan kaldırmak için tüm paydaşlarımızla birlikte var gücümüzle çalışıyoruz. Kadınlarla ilgili hizmetlerimizin temelini; kadınlarımızın güçlendirilmesi, kadının statüsünün yükseltilmesi ve toplum içinde hak ettikleri refah payına ulaşmaları oluşturmaktadır. Bu kapsamda toplumda kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın, şiddetin ve mağduriyetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması güçlü ve müreffeh bir Türkiye’nin inşası için oldukça önemlidir.
Kadının ve erkeğin gücünü eşit şekilde toplumsal hayata katmak elzemdir. Nasıl ki hiçbir kuş tek kanatla uçamazsa hiçbir toplum da bu eşitliği iki taraflı olarak sağlamadan geleceğini yükseklerde inşa edemez.
Anadolu irfanı bize öğretir ki; ‘Kadın, insanlık mektebinin ilk öğretmenidir.’ Aile; toplumda eğitimin, öğrenmenin başladığı ilk ve en başat kurumdur. Bazen anne, bazen eş, bazen kardeş, bazen evlat kimliğiyle kadın; bu kurumdaki en önemli unsurlardan biridir. Sosyal, kültürel, siyasal ve toplumsal süreçlerin tümüne baktığımızda kadınlar erkeklerle birlikte önemli birer figür olarak karşımıza çıkar. Tarih boyunca kadınlar; kimi zaman ‘hatun’ sıfatıyla devleti idare ederek, kimi zaman ‘Nene Hatun’ olup cepheye mermi yetiştirerek, kimi zamansa tarlasında sürdüğü ekiniyle toprağını bereketlendirerek var olmuştur ve günümüzde de en az bunlar kadar önemli rollerle var olmaya devam etmektedir.
Bugün bilhassa yakın tarihin tanıklık ettiği en ağır sınavlardan birini veren Filistin’de çocuklarıyla birlikte savaşın tam ortasında kalmış ve son nefesine dek direnen Filistinli kadınları anmak da büyük önem arz etmektedir. Temel yaşam hakkı; kadın olmanın da ötesinde yalnızca ‘insan’ olduğu için kişilere verilmiş ve güvence altında bulunması gereken bir hak iken günümüzde hiçbir kadına ve çocuğa karşı uygulanan böylesi bir acımasızlık ve soykırım kabul edilemez. En yakın zamanda bu insanlık dışı saldırıların sona ermesi ve Filistinli kadınların da Dünya Kadınlar Gününü barış ve huzurla kutlayabilmelerini canı gönülden diliyorum.
Bu vesileyle; aziz şehitlerimizin anneleri ve eşlerinin ve tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü en samimi dileklerimle kutluyorum.
Hüseyin MOLLAOĞLU
Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü