…
16 Aralık 2015, Çarşamba

"Anayasada yapılan değişikliklerle kadının ekonomik ve sosyal statüsü güçlendirildi"


Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu, “Anayasada yapılan değişikliklerle kadının ekonomik ve sosyal statüsü güçlendirilmiştir” dedi.
 
Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi Tanıtım Toplantısı’na katılan Bakan Ramazanoğlu, burada yaptığı konuşmada son on üç yılda kadına yönelik hukuki altyapının güçlendirildiğini, pozitif ayrımcılık ilkesinin benimsendiğini ifade etti.
 
Ramazanoğlu, ekonomik haklar bakımından kadının çalışma hayatının dışına itildiğinden, erkek egemen toplumlarda büyük mağduriyetler yaşandığına değinerek, "Kadının eğitiminin yükseltilerek, mesleki alanlarda becerilerinin geliştirilmesi, çocuk yetiştirmesi ve çalışma hayatındaki yerini alması siyasi ve ekonomik anlamda desteklenmeye devam edilmelidir” diye konuştu.
 
Kadının her şeyden önce bir anne olduğunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Bakan Ramazanoğlu, “İşte tam da bu sebeple kadın hukuki, ekonomik, sosyal ve kültürel alanların tamamında pozitif ayrımcılıkla desteklenmelidir” değerlendirmesinde bulundu.
 "2019 sonuna kadar 10 OSB’de kreş" 
 
Kadının sosyal statüsünün güçlendirilmesi, refah seviyesinin yükseltilmesi ve her türlü mağduriyetinin ortadan kaldırılması için projeler üretmeye devam edeceklerini belirten Ramazanoğlu, “Ülkemizin en üst politika dokümanı olan Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018) kadınların hem işgücüne katılım hem de istihdam oranlarına ilişkin somut hedefler ortaya koyduk” şeklinde konuştu.
Bakan Ramazanoğlu, kadının iş gücüne katılımını desteklemek amacıyla Organize Sanayi Bölgelerinde (OSB) 2019 yılı sonuna kadar toplam 10 OSB’de kreşlerin açılmasını hedeflediklerini açıkladı."Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle mücadelede yeni bir dönem başlatıldı"
2012 yılının Mart ayında “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” un yürürlüğe girdiğini hatırlatan Ramazanoğlu, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetle mücadelede yeni bir dönemin başlatıldığını ifade etti.
 
Ramazanoğlu, ceza uygulamalarında “sıfır tolerans” ilkesini benimsendiklerini söyleyerek, CEDAW Sözleşmesi’nin de ulusal düzenlemeler karşısında üstün konuma getirildiğini,  her türlü cinsel taciz ve cinsel saldırı suçunu işleyenlerin cezalandırılacağı hüküm altına alınarak bu madde ile çalışan kadınların korunduğunu kaydetti.
 “Tüm çabamız kadınlarımızın iş gücüne katılımının önünde şiddet ve benzeri hiçbir engelin kalmaması yönündedir” diyen Ramazanoğlu, özellikle aile içinde ve işyerlerinde kadına karşı şiddetin önlenmesinde toplumsal farkındalığın artırılmasının şart olduğunu vurguladı.
Ramazanoğlu, şiddetin “sosyolojik ve kültürel”, “hukuki ve ekonomik”, “toplumun kadına biçtiği rol” olmak üzere üç önemli sebebi olduğunu belirterek şunları kaydetti:“Sosyolojik açıdan kadına bakışın düzeltilmesi, kadınların da erkekler gibi sosyal hayatta, ekonomik, siyasi ve hukuki alanda yürüttüğü başarılı çalışmalarla öne çıkartılması gerekmektedir. Kadın toplumda sürekli mağduriyete uğrayan bir kişilik olarak değil başarılı çalışmalarıyla gündeme gelmelidir. Savaşların, göçün, büyük ekonomik krizlerin ilk mağduru her zaman kadın ve çocuklar olmaktadır. O nedenle bölgesel ve küresel ölçekte barışın, istikrarın temini hayati önem taşımaktadır”
 "Kültürümüzde kadının saygın yeri doğru bir şekilde anlatılmalı" 
 
Ramazanoğlu, her toplumun kendi sahip olduğu kültürel değerlerin, kadına bakışını ortaya koyduğunu dile getirerek, "Kültürler arası etkileşimin hız kazandığı bir çağda şiddete karşı ortak bir dil oluşturmak son derece önemlidir. Zira kültür ve geleneklerimiz, ahlaki ve dini değerlerimiz, insana ve topluma bakış açımız her türlü şiddeti reddetmektedir. Tüm bunlara karşın şiddetin halen toplumda kadının iş yaşamında önemli engel olarak karşımıza çıkması, temel bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir" ifadelerini kullandı.
 
 
Kültürümüzde kadının, ailenin ve toplumun vazgeçilmez unsuru olarak görüldüğünü ve son derece saygın bir yeri olduğunu ifade eden Ramazanoğlu,“Kültürel anlamda kadına bakış açısı değişmeli, kültürümüzde kadının yeri doğru bir şekilde anlatılmalı, yanlış kanaatlere ve yanlış bilgilendirmelere karşı sessiz kalınmamalıdır” diye konuştu.
 
Ramazanoğlu, işletmelerde ve kamuda, planlama, uygulama, izleme ve denetimin hayati önem taşıdığına dikkati çekerek, "İyi bir planlama ve izleme mekanizması oluşturulamadığında kadına yönelik şiddet, kadının başta özel alan olmak üzere ekonomik ve toplumsal yaşama daha aktif ve üretken katılımının önüne geçmektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkan şiddet, bireysel ve sosyolojik bir yıkıma dönüşebilmektedir. Her türlü şiddet, kadının fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne ağır zarar vermesinin dışında kadının üretkenliğini, çalışma kapasitesini olumsuz etkilemektedir. Bu durum iş gücü piyasasına katılımın düşmesi, iş verimliliğinin azalması, kazanç kaybı gibi riskleri beraberinde getirmektedir" dedi.
 
Bakanlık olarak her konuda işbirliğine ve bilgi-deneyim paylaşımına daima açık olduklarının altını çizen Ramazanoğlu, “Kadına Yönelik Aile İçi Şiddetle İlgili İşyeri Politikaları Geliştirme ve Uygulama Rehberi” nin tüm iş dünyasına yol gösterici olmasını dileyerek konuşmasını sonlandırdı.