Emine Erdoğan Hanımefendi ve Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, Koruyucu Aile Günü Programı'na katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Şunu hiç unutmamalıyız ki dünyanın bütün çocukları, insanlık ailesinin öz evlatlarıdır. O nedenle Koruyucu Aile Sistemi'nin sadece ülkemizde değil, tüm dünyada yaygınlaşması elzemdir." dedi
Emine Erdoğan Hanımefendi ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "30 Haziran Koruyucu Aile Günü" programına katıldı.
Burada konuşan Erdoğan, koruyucu ailelerle gerçekleştirdikleri buluşmaların kendisi için her zaman bambaşka bir anlam ve heyecan taşıdığını belirterek, "Çünkü sizlerin örnekliğinde, sevginin, iyiliğin ve merhametin ulaştığı en yüksek zirvelere tanıklık ediyoruz. Sizler, insanın vicdan incisini nasıl parlatabileceğini bizlere gösteriyorsunuz. Sizleri, bu güzel yavrularımızın yoluna çıkaran Rabbimize hamdolsun." diye konuştu.
Bugün Koruyucu Aile Günü'nü kutlamak üzere bir araya geldiklerini ifade eden Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'a ve bakanlık çalışanlarına şükranlarını sundu.
Vali eşlerine teşekkür etti
Emine Erdoğan, Gönül Elçileri olarak 81 ilin vali eşlerine ayrıca teşekkür etti.
Vali eşlerinin koruyucu ailelik konusunda toplumsal farkındalığın artması için çok emek verdiklerini, adeta "hayırlarda yarıştıkları"nın altını çizen Erdoğan, bu yıl koruyucu aile çalışmalarında örnek başarı sergileyen Isparta, Kahramanmaraş ve Hatay'ın vali eşlerini de gönülden kutladı.
Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bir şairimiz der ki 'İnsanı çözersin, çözersin, çözersin, çocuk çıkar.' Gerçekten de çocukluk, insanın anavatanı, yetişkinlikse gurbetidir. İster iyi geçmiş olsun, ister buruk, insan iç yolculuklarında hep çocukluğuna döner. Bizi hayata karşı dirençli kılan, hatırladığımızda güç bulduğumuz çocukluğumuzdur. Kalbimizi sızlatansa, belki doyasıya yaşanmamış, belki küskün geçmiş bir çocukluktur. Eğer bir çocuğa mutlu bir çocukluk sunabiliyorsak, aslında bir hazine sandığı dolduruyoruz demektir. Çünkü dünyanın en güzel köşkü, aile ocağıdır. En güzel şarkısı, ninnilerdir. En leziz tadı, ailece oturulan sofralardır. En büyük mutluluğu, başını, annenin, babanın dizine yaslamaktır. Dünyada bundan daha büyük bir zenginlik yoktur.
Fakat şu da bir gerçek ki dünya bir imtihan yurdudur. Hiç istemesek de hayatın zorlukları karşısında bazen aileler dağılabilir. Tam da bu noktada bizlerin sorumlulukları başlıyor. Çok şükür ki biz, 'insanın insana emanet olduğu' inancını yüreğine nakşetmiş bir milletiz. Bu anlayış, hem gündelik hayatımıza nüfuz etmiş, hem de resmi çatıların altında kurumsallaşmıştır. Himaye-i Etfal Cemiyeti'nden Darüşşafaka'ya, Darüleytam'dan Darülaceze'ye kadar nice kuruluş, kimseyi darda bırakmamıştır."
"Çocuklarımıza kendilerini bir dağa yaslanmış gibi güvende hissettiren beyefendilere teşekkür ediyorum"
Emine Erdoğan, yüzlerce yıllık sağlam kökleri olan dayanışma kültürünün, bugün Koruyucu Aile Sistemi aracılığıyla devam ettiğini bildirdi.
Koruyucu aile yanındaki çocuk sayısının bugün itibarıyla 10 bin 657'ye ulaştığını aktaran Erdoğan, 8 bin 917 hanenin insanlık sanatının ustalıkla icra edildiği kalpten saraylara dönüştüğünü belirtti.
Koruyucu ailelerin 7 bin 692'si anne-baba çiftlerden oluştuğu gibi 1113 bekar koruyucu annenin ve 77 bekar koruyucu babanın da bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Elbette çocuk denildiğinde aklımıza önce anneler geliyor. Ancak ben burada çocuklarımıza kendilerini bir dağa yaslanmış gibi güvende hissettiren beyefendilere de hususi olarak çok teşekkür etmek istiyorum." şeklinde konuştu.
Koruyucu ailelerin yanında bulunan 1223 çocuğun özel gereksinimli çocuklar olduğunun altını çizen Erdoğan, bu çocukların yüzde 37'sinin ağır engelli grubunda yer aldığını vurguladı.
"Elinden tuttuğumuz her çocuk güçlü ve müreffeh geleceğin teminatı olur"
Emine Erdoğan, araştırmaların erken çocukluk döneminin tüm hayatın belirleyicisi olduğunu gösterdiğini bildirdi.
Bu dönemde kazanılan deneyimlerin, bireyin bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimi üzerinde kalıcı etkilerinin olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yani yetişkinlik kumaşımız, çocukluk ipliğiyle dokunur. Sevgi, güven, bakım ve eğitim ilmekleri ne kadar sağlam olursa, kumaş da o kadar dayanıklı olur. Dolayısıyla huzur ve güven ikliminde gelişen her çocuk, güçlü bir toplumun yapıtaşıdır. Bildiğiniz gibi çocuklar, dünya nüfusunun üçte birini oluşturuyor. O nedenle, elinden tuttuğumuz her çocuk, güçlü ve müreffeh bir geleceğin teminatı olur. Bugün aileler yalnızca ekonomik ya da geçimsizlik gibi nedenlerle değil, maalesef savaşlarla da dağılıyorlar."
Dünyada 150 milyon civarında yetim çocuk bulunduğunu, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 40 bine yakın çocuğun yetim kaldığını vurgulayan Erdoğan, "Şunu hiç unutmamalıyız ki dünyanın bütün çocukları, insanlık ailesinin öz evlatlarıdır. O nedenle Koruyucu Aile Sistemi'nin sadece ülkemizde değil, tüm dünyada yaygınlaşması elzemdir. Gönül Elçileri, geçen sene UNICEF tarafından örnek proje gösterildi ve biz de bu başarımızı New York'ta UNICEF Genel Merkezi'nde dünyaya anlattık. Gerek milletimizin, gerek devletimizin müşfik karakteriyle ne kadar gurur duysak az." ifadelerini kullandı.
"Aile Yılı ilan ettiğimiz bu seneyi bir milat yapalım"
Emine Erdoğan, Koruyucu Aile Sisteminin vatandaş ve devlet arasındaki en güzel iş birliklerinden biri olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Tüm vatandaşlarımız bilsinler ki çocuklarımız koruyucu aile yanına yerleştikten sonra da devletimiz elini onların üzerinden çekmiyor, eğitim masraflarından bakım masraflarına kadar çeşitli maddi destekler veriyor. Sosyal hizmet uzmanlarımız, karşılaşılabilecek her güçlükte ailelerimizin yanında yer alıyor. O nedenle koruyucu ailelerimizden, bu konudaki farkındalığın artması için destek olmalarını rica ediyorum."
Koruyucu ailelerden bu konudaki farkındalığın artması için destek olmalarını rica eden Erdoğan, onların tecrübelerini çevreleriyle paylaşmanın çok önemli olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Gelin, bilhassa 'Aile Yılı' ilan ettiğimiz bu seneyi, her çocuğun bir aile yanında yeni bir başlangıç yapacağı bir milat yapalım. Çocuklar kalplerinde derdi, kederi değil, neşeyi, sevinci taşısın. Evlerimiz, Sevgili Peygamberimizin 'en hayırlı ev' diye övdüğü evlerden biri olsun, inşallah." diye konuştu.
"Onları yeteneklerini geliştirmeleri ve kariyer hedeflerine ulaşmalarında destekliyoruz"
Erdoğan, bugün devletin himayesinde yetişmiş, bürokrasiden özel sektöre, sanattan spora, birçok alanda Türkiye'ye önemli hizmetleri olan insanların olduğunu, her biriyle gurur duyduklarını söyledi.
Henüz koruyucu aile yanına yerleştirilmemiş çocukların, devletin bir ev sıcaklığını sunan çocuk evlerinde büyüdüklerini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onları mentörlük sistemiyle, yeteneklerini geliştirmeleri ve kariyer hedeflerine ulaşmalarında destekliyoruz. Birkaç örnek vermek gerekirse, yüzlerce yavrumuz, el sanatları, müzik, bale, yazarlık, robotik kodlama, fotoğrafçılık ve zeka oyunları gibi faaliyetlerle uğraşıyorlar. 2024 yılında, 421 gencimiz üniversiteyi kazanarak yüksek öğrenim hayatlarına başladılar. Devlet korumasında yetişen çocuklarımıza istihdam hakkının tanınmasından bu yana toplam 64 bin 238 atama yapıldı. Devletimizin verdiği hizmetleri burada tek tek saymaya zamanımız yetmez. Ancak şunu söyleyebilirim ki, bu gayretin temelinde çocukların yüzündeki tek bir tebessümün bile dünyalara bedel olduğu inancımız yatmaktadır."
"10 bin 657 çocuğumuz sevgiyle büyüdükleri bir aile ortamına kavuştu"
Bakan Göktaş, ise konuşmasında bugünün, çocuklara yuva olmanın değerini bir kez daha hissettikleri özel bir gün olduğunu söyledi.
Koruyucu Aile Günü'nün, yürekten bağlılığın, karşılıksız sevginin ve gerçek bir aidiyetin günü olduğunu dile getiren Göktaş, "Ülkemizin dört bir yanında siz kıymetli gönül elçilerimiz ve koruyucu ailelerimizle birlikte bu bağ, bu sevgi ve aidiyet her geçen gün daha da büyüyor. Ben her birinize emekleriniz için ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum." diye konuştu.
Göktaş, himayeleriyle "Gönül Elçileri Projesine" ilham veren, küresel bir iyilik hareketine dönüştüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'a da şükranlarını arz etti.
Programda konuşma gerçekleştiren koruyucu aile yanında büyüyen Şeymanur'u örnek göstererek modele ilişkin değerlendirmede bulunan Göktaş, "Onun gibi binlerce evladımız, koruyucu ailelerinin sevgiyle açılan kapısından içeri adım attı. Devletimizin himayesinde olan pek çok çocuğumuz hayata yeniden tutundu. Çocuklarımız arasında sporun farklı dallarında madalyalar kazanan, sanatta yeteneğiyle hayranlık uyandıran, hayalleriyle geleceğe umut olan nice evladımız var. Hepsi, şefkatle büyütülmüş bir yüreğin, güvenle sarılmış bir çocuğun neleri başarabileceğini bizlere gösterdi." ifadelerini kullandı.
Koruyucu aileliğin, hizmet olmanın ötesinde, bir gönül seferberliği olduğunu dile getiren Göktaş, şunları kaydetti:
"Bu seferberlik saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi'nin himayelerinde güçlü bir sosyal dayanışma modeline dönüştü. 2002 yılında başlatılan Gönül Elçileri Projesiyle son iki yılda bin 470 çocuğumuzu daha koruyucu aile şefkatiyle buluşturduk. 10 bin 657 çocuğumuz, 8 bin 917 koruyu aile ile birlikte sevgiyle büyüdükleri bir aile ortamına kavuştu. Diğer yandan yürüttüğümüz farkındalık çalışmalarıyla toplumun tüm kesimlerini bu gönül hareketinin bir parçası olmaya davet ediyor, koruyucu ailelik kültürünü güçlendiriyoruz."
"Bu yıl geçici koruyucu aile modelini hayata geçirerek, yeni bir şefkat halkası oluşturduk"
Göktaş, TRT ile işbirliği içerisinde gerçekleştirdikleri "Ailem – Candan Yakın Kalpler" belgeselinin, şefkatle kurulan bağların, bir çocuğun hayatında neleri değiştirdiğini anlatması açısından çok kıymetli olduğunu belirterek, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.
Çocukların geleceği için yeni bir programı başlattıklarını bildiren Göktaş, "Bu yıl geçici koruyucu aile modelini hayata geçirerek, yeni bir şefkat halkası oluşturduk. Bu modelle, çocuklarımızı kuruma yerleştirmeden ev ortamında, güvenli ve şefkatli bir bakım almalarını sağlıyoruz. Gerek personel gerek koruyucu aile eğitimlerimizle bu alandaki kapasitemizi güçlendirdik." açıklamasını yaptı.
Bu modeli, özellikle 0-6 yaş grubu çocuk kuruluşlarının yoğun olduğu illerde yaygınlaştırdıklarının bilgisini veren Göktaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kapsamda, 13 pilot ilimizde tüm çalışmalarını bitirdiğimiz bu model ile, koruyucu ailelik sistemimizi daha kapsayıcı hale getirdik. Bu uygulamanın umut veren ilk adımını, bugün aramızda bulunan Asuman ve Serdar Akman çiftiyle attık. Kurban Bayramı arifesinde, henüz 16 günlük minik Asel bebeğimizi mutlulukla kucaklarına alarak Türkiye'nin ilk geçici koruyucu ailesi oldular."
Göktaş, geçen hafta İzmir'de 6 bebeği daha koruyucu ailelere teslim ettiklerini anlatarak, bu iyilik yolculuğunu büyütmeye, daha fazla çocuğu koruyucu ailelerle buluşturmaya devam edeceklerini vurguladı.
"Gönül Elçileri Projesi umut vadeden proje olarak takdir görmektedir"
Koruyucu aile hizmet modelinin, pek çok ülke tarafından büyük bir ilgiyle takip edildiğini ve hayata geçirildiğini ifade eden Göktaş, "Öyle ki bugün, Gönül Elçileri Projesi, başta UNICEF olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından umut vadeden proje olarak takdir görmektedir. Saygıdeğer Hanımefendi, 79. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bu kıymetli projeyi anlatarak, küresel bir seferberlik çağrısında bulundu. Azerbaycan ve Özbekistan, bu alandaki tecrübemizi örnek alarak koruyucu aile sistemlerini kurdu. 22-23 Mayıs'ta düzenlediğimiz Uluslararası Aile Forumu kapsamında da Koruyucu Aile Bildirisi'ni imzaya sunduk. 14 ülkenin bakanı bu tarihi metne imza atmasıyla koruyucu aile modelinde uluslararası dayanışmayı güçlendirdik." diye konuştu.
Göktaş, koruyucu aile modelini aile diplomasisinin kilit bir halkası haline getirmek için çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu da gösteriyor ki, bizim bir çocuğa uzattığımız merhamet eli, sadece kendi sınırlarımız içinde değil. Uluslararası alanda ve gönül coğrafyamızda da iyiliğin, umudun ve dayanışmanın ışığına dönüştü. Bu anlamda, ailelerimizin çabası, sadece çocukların değil. Aynı zamanda insanlığın ortak vicdanına da dokunan evrensel bir mesaj haline geldi."
Göktaş, şunları kaydetti:
"2025 yılının, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından "Aile Yılı" olarak ilan edilmesi, tam da bu anlayışın bir tezahürüdür. Çünkü aile, bir toplumun mayası, bir medeniyetin temel taşıdır. Ve biz biliyoruz ki, bir çocuğun yüreğine dokunan her aile, geleceğe kurulan en sağlam köprüdür. Ve 2025 Aile Yılını, koruyucu aile sistemin daha da güçlenmesi ve yaygınlaştırılması için önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi 'Kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz, çocuklarımızın sığınacağı yegane güvenli limandır. Devletimizin kanatları altındaki çocuklarımız 85 milyon vatandaşımızın ortak evladıdır.' Bu inançla, çocuklarımıza güzel bir gelecek sunmak için tüm gayretimizle çalışıyoruz."
Koruyucu ailelerin, çocuklara iyilik yolunu açtığını kaydeden Göktaş, gösterilen her çabanın, iyiliği çoğaltan, umudu yeşerten, sevgiyi büyüten bir güç olarak ülkemize değer kattığını söyledi.
Göktaş, bugün ödül alan gönül elçilerinin başarılarının devamını diledi ve "Bu dayanışma halkasının tüm ilçelerimizde kaymakam eşlerimizle birlikte yaygınlaşmasını temenni ediyorum. Kalpten kalbe uzanan bu yolculukta emek veren, destek olan, yüreğini ortaya koyan herkese teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
Gönül Elçileri Projesi'nin bir iyilik dili, bir merhamet çağrısı ve bir gelecek vizyonu haline geldiğini aktaran Göktaş, "Ve bu vizyon, kıymetli desteklerinizle her geçen gün daha da büyüyor. Bu iyilik hareketine rehberliğiniz, merhametiniz ve zarafetinizle kattığınız eşsiz değer için şükranlarımı sunuyorum." dedi.
"Ailem-Candan Yakın Kalpler" belgeseli tanıtıldı
Program öncesi Emine Erdoğan ve Bakan Göktaş 30 Haziran Koruyucu Aile Günü dolayısıyla hazırlanan fuaye alanındaki sergiyi gezdi.
Program kapsamında TRT Genel Müdürü Mehmet Zahid Sobacı da bir konuşma yaptı.
Programda, koruyucu ailenin yanında büyüyen Şeymanur'un hazırladığı mektubunu okuduğu sırada bazı katılımcılar gözyaşlarına hakim olamadı. Koruyucu ailelerden olan Yasemin Dertli ve Durdu Dertli çifti de günün anlamını taşıyan bir metni okudu.
TRT Belgesel'de ilk bölümü bu akşam saat 21.00'de yayınlanacak "Ailem-Candan Yakın Kalpler"in kısa tanıtım filminin gösterisinin yapıldığı programda, Çocuk Evi'nde yetişen Merve Başoğlu ve kardeşi Muhammed Başoğlu ile Cumhurbaşkanlığı Çocuk Orkestrası ve Korosu'ndan oluşan bir grup da müzik dinletisi sundu.
Emine Erdoğan'ın, Bakan Göktaş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın eşi Hatice Nur Yerlikaya ile koruyucu ailelik çalışmalarında öne çıkan Isparta, Hatay ve Kahramanmaraş'ta "gönül elçileri" olan vali eşlerine plaket takdim ettiği programda, hatıra fotoğrafı çekildi.
Program, "Ailem-Candan Yakın Kalpler" belgeselinin ilk bölümünün izlenmesinin ardından sona erdi.