Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Şimdiye kadar 30 bini çocuk toplam 100 binden fazla insanımıza şefkat yuvası olan Darülaceze, bizim için hem gurur vesilesi hem de ilham kaynağıdır." dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Arnavutköy'de yapımı tamamlanan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin Açılış Töreni'ne katıldı.
Törende yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, Darülaceze'yi kurarak kimsesizlerin kimsesi olan bu güzide çatıyı millete ve tüm insanlığa kazandıran Sultan Abdülhamid-i Sani'yi rahmetle yad ettiğini söyledi.
Kuruluşundan bugüne kadar Darülaceze'de emeği geçenlere teşekkür eden Erdoğan, "Bizler, dünyada iyilik yapanın ukbada iyilik bulacağına inanan insanlarız. İnancımız bize, insanlığa, özellikle de ihtiyaç sahiplerine faydalı eserler bırakanların amel defterinin vefatlarından sonra bile kapanmayacağını söyler." diye konuştu.
Erdoğan, bundan 128 yıl önce kurulan Darülaceze'nin, işte böyle bir eser olduğunu dile getirerek, "Şimdiye kadar 30 bini çocuk toplam 100 binden fazla insanımıza şefkat yuvası olan Darülaceze, bizim için hem gurur vesilesi hem de ilham kaynağıdır. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' düsturunun adeta vücut bulduğu müesseselerin başında Darülaceze yer almaktadır. Burası din, köken, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan tüm düşkünlere kucak açan, sahip çıkan, sığınabilecekleri korunaklı bir çatı olan sembol bir kurumdur." ifadelerini kullandı.
Darülaceze'nin medeniyetlerinin insana bakışını gösteren en güzel yapılardan olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bu çatı altında alicenaplık, diğerkamlık vardır. İnsana sırf insan olduğu için hürmet etme anlayışı vardır. Burada modern kültürün dayattığı 'İnsan, insanın kurdudur' zihniyeti yerine insanı 'eşrefi mahlukat' olarak gören yüce gönüllülük vardır." dedi.
Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin yapımında finans desteği sağlayan kuruluşlara teşekkür eden Erdoğan, "Eğer finans kuruluşlarımız bu işin arkasında olmamış olsaydılar biz, burayı bu kadar kısa zamanda yani 1,5 yıl azami oldu, burayı bitiremezdik." şeklinde konuştu.
Tesiste dikey değil, yatay mimarinin söz konusu olduğunu söyleyen Erdoğan, tesiste Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet mimari müktesebatının da olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnanıyorum ki, burada yaşam sürdürecekler, herhalde kendilerine hizmet edenlere çok dua edeceklerdir. Darülaceze gibi bir şefkat yuvasının tesisinde, elbette dünya hayatına bakış açımızın da etkisi bulunuyor. Bizim tasavvurumuza göre, sağlık gibi hastalıkta, gençlik gibi yaşlılıkta, varlık gibi yoklukta birer imtihan vesilesidir. Gelecekte bizi neyin beklediğini, yarının bize ne getireceğini, ne olacağımızı, yaşlılığımızı nasıl geçireceğimizi hiçbirimiz bilmiyoruz. Gönül erleri, dünya yolculuğunu bakınız nasıl tasavvur ediyor; 'Gamına gamlanıp olma mahzun/Demine demlenip olma mağrur/ Ne dem baki ne gam baki/ Ya Hu. Bu fani dünyada Hak'tan başka hiçbir şey baki değildir." ifadelerini kullandı.
Aslolanın, Darülaceze gibi insanlara faydalı eserler bırakarak, dünya imtihanını tamamlamak, daima şükranla, hayırla ve güzellikle anılabilmek olduğunu aktaran Erdoğan, en büyük zenginliğin, ne mal ne mülk değil, milletin samimiyetle yaptığı, "Allah ondan razı olsun" duası olduğunu söyledi.
"Ayrım yapmadan tüm vatandaşlarımıza aşkla hizmet götürdük"
Siyaset yolculuğunda ecdadın izinden giderek, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından beri üstlendiği tüm görevlerde hep bu anlayışla hareket ettiğinin altını çizen Erdoğan, "Peygamber Efendimizin, 'Hayru'n-nas men yenfeu'n-nas' hadisi şerifinde buyurduğu gibi, 'İnsanların en hayırlısı, insanlığa en faydalı olandır.' tavsiyesi bizim için bir ölçü ve rehberdir. Hiçbir ayrım yapmadan tüm vatandaşlarımıza aşkla hizmet götürdük. Ülkemizin 81 vilayetinin tamamına eserlerimizle mührümüzü vurduk. Altyapıda, üstyapıda bunu gerçekleştirdik. Dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara milletimizin iyilik elini uzattık. Türkiye'nin merhamet sancağını, Afrika'dan Asya'ya gururla dalgalandırdık. Toplumun en dezavantajlı, yıllarca en çok dışlanmış kesimlerinden başlayarak, herkesin refahını artırmaya çalıştık. Darülaceze'de de bunu ispatlıyoruz. İspatlayacağız. Garip gurebanın, fakir fukaranın elinden tutmaya özel önem verilen bir merkez." değerlendirmesinde bulundu.
"Sağladığımız hiçbir imkana lütuf nazarıyla bakmadık"
Erdoğan, şehitlerin emanetlerine, kahraman gazilere, engellilere, bakıma muhtaç yaşlılara daima sahip çıktıklarına vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi:
"Burada da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Eğitim, rehabilitasyon, istihdam sosyal yardım, evde bakım, girişimcilik, sportif ve kültürel faaliyetler, sağlık ve erişilebilirlik gibi geniş bir yelpazede pek çok düzenlemeyi hayata geçirdik. Yaptığımız hiçbir işe, sağladığımız hiçbir imkana lütuf nazarıyla bakmadık. Tam tersi birer hak teslimi olarak gördük. Umut evleriyle, engelsiz gündüz bakım evleriyle, kurumsal bakım merkezleriyle, engellilerimize ve ailelerine destek olduk. Burada sizlere fikir vermesi açısından bazı rakamları paylaşmak istiyorum. Milletimizin takdiriyle 2002'de Türkiye'yi yönetme görevini devraldığımızda, kamuya ait bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin sayısı neydi biliyor musunuz? 21. Bugün 107. Kamu-özel toplam 417 bakım merkezinde şu an 36 bin kardeşimize yatılı bakım hizmeti sunuluyor. 2007'de başlattığımız evde bakım yardımı kapsamında, 561 bin 752 vatandaşımıza aylık 5 bin 98 lira ödeme yapıyoruz. Ailesi yanında bakımı mümkün olmayan engelliler için hayata geçirdiğimiz 149 umut evinde 654 kardeşimiz hizmet alıyor."
“ 134 engelsiz gündüz yaşam merkezinin çalışmaları sürüyor"
Erdoğan, her ilde en az bir merkez olacak şekilde, Türkiye genelinde 134 engelsiz gündüz yaşam merkezinin çalışmalarını sürdürdüğünü aktararak, "Daha bunun gibi birçok hizmetimiz, projemiz ve desteğimiz var. Her ne kadar elitler ve fildişi kulelerde yaşayanlar bilmese de ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız, sunulan bu hizmetleri çok iyi biliyor, takdir ediyor. Biz lafa gelince sürekli halktan, halkçılıktan ve sosyal devletten bahseden ama siyasi hayatları boyunca halka tepeden bakanlardan olmadık. Hangi makamda olursak olalım, hep halkımızla iç içe, gönül gönüle olduk. Köklü, kerim devlet geleneğimizi, günümüzün sosyal devlet yaklaşımıyla harmanlayarak, bu alanda yeni ve özgün bir anlayış geliştirdik." şeklinde konuştu.
"Kimsesizlerin kimsesi olmayan devam edeceğiz"
Anayasada belirtilen sosyal devlet vasfına tam anlamıyla kendi iktidarları döneminde kavuşulduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Türkiye, sosyal güvenlik şemsiyesinin kuşatıcılığı bakımından, dünyanın en ileri ülkelerinden birisidir. Böyle bir sistemi Türk siyasetine ve yönetim sistemine kazandırmış olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz. Kimsesizlerin kimsesi olmayan devam edeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, laf yerine hizmet ve icraat üreten anlayışlarının en güzel örneğinin, bugün açılışı yapılan güzide eser olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:
"Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin temelini, bundan yaklaşık 1,5 yıl önce, 20 Mayıs 2022 tarihinde atmıştık. Hedefimiz burayı bir sene içerisinde bitirip, insanımızın hizmetine sunmaktı. Ancak 6 Şubat'ta yaşadığımız ve 50 binden fazla canımızı yıkıntıların altında kaybettiğimiz depremler sebebiyle 5 aylık bir gecikme oldu. Deprem felaketine rağmen, projemizin inşaat sürecini yakından takip ettik. Aile Bakanımıza gerekli talimatları vererek, bir an önce tamamlanması için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Hamdolsun, bugün de açılışını gerçekleştirmenin gururunu yaşıyoruz. İnşaat alanı 145 bin 727 metrekareyi bulan Sosyal Yaşam Şehri'miz, yatay mimari prensibine göre imar edildi. Şehrimiz sağlıklı, bağışçı, yatağa bağımlı, Alzheimer, Demans ve çocuk birimlerini barındıran 928 yatak kapasitesine sahip 23 bloktan oluşuyor. Bu bloklara ek olarak şehrimizde cami, kilise ve havra bulunuyor. Ayrıca 5 bloktan müteşekkil bağışçı birim, 19 bin metrekare üzerinde konumlandırılarak, 400 yatak kapasiteli bir rezerv alan bırakıldı."
"Her açıdan örnek bir eseri İstanbul'umuza ve ülkemize kazandırdık"
Peyzaj alanında yürüyüş yolları, farklı oturma grupları, bisiklet yolları, göletler, hobi bahçeleri düzenlendiğine dikkati çeken Erdoğan, "Barınma birimleri; her katta ortak dinlenme alanı, kat mutfağı olan en fazla 4 kişilik odalardan müteşekkirdir. İdari binaları, polikliniği, konferans merkezi, ibadethaneleri, rehabilitasyon ve fizik tedavi merkezleriyle diğer tüm sosyal donatılarıyla her açıdan örnek bir eseri İstanbul'umuza ve ülkemize kazandırdığımızı görüyoruz. Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'mizin kamu hizmeti mimarisi alanında dünyanın en önemli gayrimenkul ödüllerinden biriyle taltif edilmesini, bunun bir ispatı olarak değerlendiriyoruz. Rabb'ime bizleri böyle kıymetli bir hizmete vesile kıldığı için hamdediyorum. Gerek bakanlarıma gerek Darülacaze yöneticisi olarak Hamza Bey'e, ekibine özellikle teşekkür ediyorum." ifadelerine yer verdi.
Darülaceze'nin inşasında emeği geçen herkese teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli bir hususu ifade edeceğini belirterek, "Bildiğiniz gibi Darülaceze'nin kuruluşuna katkı sağlamak amacıyla düzenlenen müzayedeye, cennetmekan Sultan Abdülhamid Han kendi şahsi servetinden bağışladığı özel eşyalarıyla öncülük etmiştir. Böylece Abdülhamit Han, bu büyük hayır hareketine binlerce hayırseverin katılmasını sağlamıştır." diye konuştu.
Darülaceze'nin o günden beri tüm hizmetlerini hayırseverlerin ve gönüllülerin bağışlarıyla yürüttüğünü aktaran Erdoğan "Biz de temel atma törenimizde hayırseverlerimizin projeye sahip çıkmasını beklediğimizi dile getirmiştik. Birçok kuruluşumuz ve şirketimiz bu çağrımıza müspet cevap vererek 'çorbada bizim de tuzumuz olsun' dedi. Bu minvalde ikincisi 2021 yılında gerçekleşen iyilik müzayedesiyle bu projeye katkıda bulunan tüm bağışçılarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Rabbim yaptığınız hayır hasenatı dergahı izzetinde kabul buyursun." ifadelerini kullandı.
"Riyad Zirvesi onu çok rahatsız etmiş"
Türkiye olarak nasıl kendi vatandaşlarına sahip çıkıyorlarsa, komşularından başlayarak bölgedeki ve tüm dünyadaki mazlumlara da kol kanat gerdiklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bundan 5 asır önce engizisyondan kaçan Museviler gibi daha sonra Avrupa'daki mezhep savaşlarından kaçan Hristiyanlara da kapımızı açtık. Şimdi, bakıyorum Netanyahu kalkmış yanına iki bakanını alıyor, dün bir basın açıklaması yapıyor. Çok rahatsız olmuş. Fransa Devlet Başkanı Macron'un açıklamaları onu çok rahatsız etmiş. Riyad Zirvesi onu çok rahatsız etmiş. Ben ne dedim geçenlerde, uçakla dönüşte: Ey Netanyahu şu an senin iyi günlerin. Seni daha farklı günler bekliyor. Niye? Ya o dedeler, o yavrular, o 3 yaşında, 5 yaşında kefene sarılmış, o anneler o şehit yavruların cesedini koklayarak onları mezara götürdü. Ya bunların ahı seni iflah ettirmez."
Erdoğan, "Netanyahu şunu bil gidicisin, gidici. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Çıkacak. Dün, Riyad Zirvesi'nde de bunları açık, net gördük. Bütün mesele İslam dünyasının birliğidir, beraberliğidir, dayanışmasıdır. Ama hepsinden öte bir şey daha söylüyorum: Türkiye'nin birliği, beraberliği, dayanışması hepsinden ötedir." diye konuştu.
Balkanlardan Kafkaslara kadar yurtlarından kovulan soydaşları geçmişte nasıl bağırlarına bastıklarını herkesin bildiğini hatırlatan Erdoğan, "Mazlumun da zalimin de kimliğine bakmadan düşenin elinden tuttuk, zulme engel olmaya çalıştık. Bugün Gazze halkına yönelik katliamlara karşı en güçlü tepkilerden birini verirken yine meseleye sadece insani zaviyeden yaklaşıyoruz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Evlerin neşesi olan çocuklar ölmesin diyoruz. Analar, evlatlarının o soğuk bedenlerine sarılmasın diyoruz. Babaların yüreklerine kaybettiklerinin kor ateşi düşmesin diyoruz. 2007'den beri tüm çabamız daha fazla kan, gözyaşı ve yıkım olmadan ateşkesin sağlanması, bölgemizde barış ikliminin hakim kılınması içindir." dedi.
Dün Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da düzenlenen, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde, Filistin halkıyla ortaya koydukları dayanışmaya işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin teklifleriyle İsrail'in işlediği savaş suçlarının takibinden Gazze'ye insani yardımların kesintisiz ve düzenli bir şekilde ulaştırılmasına kadar birçok konuda önemli kararlar aldıklarının altını çizdi.
Erdoğan, "(Yahudi) Yerleşimcilerin terörist ilan edilmesi, bu sonuç bildirgesinde bana göre en önemli maddeydi. Alınan kararın takipçisi olacağız." dedi.
Bu süreçte ateşkesin tesisi ve Gazze'deki katliamların sona erdirilmesi için gayret göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Kimseden çekinmeden, kimin ne dediğine bakmadan, hakkı ve hakikati her platformda çok güçlü bir şekilde haykıracağız. Çarşamba günü eşimin himayesinde İstanbul'da gerçekleştirilecek uluslararası toplantıyla inşallah bu vakur duruşumuzu bir adım daha ileriye taşıyacağız." ifadelerini kullandı.
İslam dünyasıyla birlikte vicdan ve vizyon sahibi tüm ülkeleri harekete geçirmek için kurdukları temasları sonraki günlerde yoğunlaştıracaklarının altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Geçmişinde sömürgecilik ve soykırım dahil hiçbir utanç lekesi bulunmayan bir ülke olarak sorumluluklarımızın çok iyi farkındayız. Soğukkanlı ve basiretli adımlarla bunu yerine getirmeye çalışıyoruz. Tarihimizin hiçbir döneminde milletimize umut bağlayan insanları yüzüstü bırakmadık. İnşallah bundan sonra da mazlumları hayal kırıklığına uğratmayacağız. Gözünü ve gönlünü ülkemize yönelten hiç kimseye sırtımızı dönmeyeceğiz. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum."
Erdoğan, açılışını yaptığı Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin başta sakinleri olmak üzere tüm millete hayırlı olmasını dileyerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu güzide yapının İstanbul'umuza kazandırılmasında emeği geçen bakanlarımız, başkanımız ve yüklenici firmanın mimarından mühendisine, tüm işçi kardeşlerime varıncaya kadar hepsini tebrik ediyor, hayırseverlerimizden Allah razı olsun diyorum. Cennetmekan Sultan Abdülhamid-i Sani'yi bir kez daha kemali edeple yad ediyor, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum."
“Darülacezemizin mirasını Sosyal Yaşam Şehrimizle yeni yüzyıla taşıyoruz”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş ise konuşmasında, Arnavutköy'de yapımı tamamlanan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin temel atma töreninin geçtiğimiz yıl mayıs ayında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve teşrifleriyle gerçekleştirildiğini anımsattı.
Bugün, verdikleri sözü tutmanın heyecanı, mutluluğu ve gururuyla burada olduğunu ifade eden Göktaş, "Biz, büyük bir medeniyetin mirasçısıyız. Maziden ilham ve güç alıp atiyi inşa eden bir kadroyuz. Ecdadımızın emanetlerini çağın gerekleriyle donatıp, ileriye taşıyan bir davanın neferleriyiz. 128 yıl önce Darülaceze ile dünyaya sosyal hizmet anlamında model teklif etmiştik. Bu hizadan bakınca, sosyal hizmetlerde çığır açan Darülaceze'mizin mirasını Sosyal Yaşam Şehri'mizle yeni yüzyıla taşıyoruz." diye konuştu.
Bakan Göktaş, "Türkiye Yüzyılı"nı "şefkatin yüzyılı" ilan eden ve dünyada bir eşi dahi olmayan böylesi kıymetli bir eserle mühürleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a teşekkür etti.
"Şefkat yüzyılı"nın, insanlık vicdanının sustuğu yerde seslerini herkesten daha gür çıkarmak ve dünyanın her neresinde olursa olsun mazluma yardım eli uzatmak demek olduğunu dile getiren Göktaş, şöyle konuştu:
"Bugün sizlerle birlikte açılışını gerçekleştirdiğimiz Sosyal Yaşam Şehri'miz, bu geleneğin en kıymetli nişanelerinden biridir. Ziyaretçilerimiz bilir. Darülaceze'mizin bahçesinde bir kaide vardır. Bu kaide, kiliseye de havraya da camiye de eşit uzaklıktadır. Öyle ki, bu kapı her çalındığında gelenin teninin rengine, kim olduğuna, neye inandığına, hangi dili konuştuğuna bakmaksızın herkesi aynı samimiyetle içeri buyur etmiştir. Bu kapı, güven ve huzurun, işin ve aşın çok ötesinde bir hikmetle gelen misafirleri büyük bir sevgi ve hoşgörüyle ağırlamıştır."
Göktaş, bugün Gazze'de insanlık tarihinin en korkunç katliamlarından birine şahitlik ettiklerini söyleyerek, "Cumhurbaşkanımızın İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi'nde de belirttiği gibi İsrail yönetimi, tüm dünyanın gözleri önünde insanlık suçu işliyor. Gazze'de, kadın, çocuk, yaşlı, hasta demeden insanlar öldürülüyor, evleri işgal ediliyor. Tam 37 gündür devam eden bu soykırımda, hayatını kaybeden sivillerin yüzde 73'ü maalesef ki kadınlar ve çocuklardan oluşuyor." ifadelerini kullandı.
İsrail yönetiminin suyu bile bir silah olarak kullandığını dile getiren Göktaş, "Biz, her zaman olduğu gibi Filistin'in sesi olmaya, Filistinli kardeşlerimizin haklı davasının yanında olmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, Saygıdeğer (Emine Erdoğan) Hanımefendi'nin öncülüğünde Filistin'de yetim kalan çocuklara şefkat eli uzatmak için girişimlerimizi başlattık." dedi.
Göktaş, Ukrayna'da mağdur olan çocuklara uzattıkları yardım elini hiç şüphesiz Filistinli yavrulardan da esirgemeyeceklerini belirtti.
"100 bin kişiye şefkat kapısı oldu"
Sultan 2. Abdülhamit'in yaptığı bağışla kurulan Darülaceze'nin, zamanının çok ilerisinde olan bir kurum olduğunu kaydeden Göktaş, "Geçmiş ile gelecek arasında bir köprü olan Darülaceze, çocuklar, yaşlılar, hastalar için adeta bir umut kapısı olmuş. Sultan 2. Abdülhamit'in can verdiği bu kurum, bağışçılarımızla her geçen gün daha da güçlendi. Kurulduğu günden bugüne 30 bini çocuk olmak üzere toplam 100 bin kişiye şefkat kapısı oldu. Şu anda ise 600'e yakın insanımıza yuva olmaya devam ediyor." diye konuştu.
Göktaş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla dünyanın en güzel şehri İstanbul'a, dünyanın en güzel sosyal yaşam şehri kuruluyor. Sosyal Yaşam Şehri'miz, 'yavaş, yatay, yaşanabilir' şehir anlayışıyla inşa edildi. Sosyal Yaşam Şehri'mizin projesi ayrıca Londra'da verilen Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri'nin bölgesel yarışmasında 'En İyi Kamu Hizmeti Mimarisi' ödülünü de kazandı."
Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin toplamda 23 bloktan oluştuğunu ifade eden Göktaş, "Yaşam Şehri'mizde 928 yatak kapasitesiyle hizmet vereceğiz. İhtiyaç halinde yatak kapasitesi 1400'e kadar çıkarılabilecek şekilde planlandı. Bu proje, dünya nüfusunun hızla yaşlandığı böyle bir dönemde, vizyoner bir perspektifle ihtiyaçları öngörerek hayata geçirildi. Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'miz ile yaşlı ve engelli bireylerin bakım hizmetleriyle ilgili dünya genelindeki problemlere proaktif çözümler üreteceğiz." dedi.
"Darülaceze'nin kuruluş felsefesine uygun yeni yerleşkeler inşa edeceğiz"
Bakan Göktaş, Türkiye'nin bu alanda lider ülke olmasını sağlayacaklarını vurgulayarak, "Sağlık turizmi aracılığıyla yaşlı ve engelli bireyler için sosyal ve ekonomik anlamda kalkınmayı hedefliyoruz. Yetişmiş meslek elemanlarına yüksek kalite standartlarında eğitim ve kariyer fırsatları sunarak mesleki gelişimlerini destekleyeceğiz. Bağışlardan elde edilen kaynaklarla, Darülaceze'nin kuruluş felsefesine uygun yeni yerleşkeler inşa edeceğiz. Sosyal Yaşam Şehri'miz, özgün bir model olarak çok kıymetli. Bu modeli farklı uygulamalarla yaygınlaştırmak da bir diğer önemli felsefemiz." şeklinde konuştu.
"Türk siyasi tarihine güçlü bir iz bıraktık"
Millete, özellikle desteğe ihtiyaç duyan insanlara her imkanı sunmak için durmaksızın çalıştıklarını belirten Göktaş, "Medeniyetimiz ve sosyal hizmet birikimimiz bizim için bir yol haritasıdır. Bu doğrultuda, zatı alinizin liderliğinde 21 yıldır eser ve hizmet siyasetiyle Türk siyasi tarihine güçlü bir iz bıraktık. Cumhuriyet'imizin 100. yılını, sosyal hizmetler anlamında güzel bir tarihi eserle taçlandırıyoruz. Darülaceze bir miras, gölgesinde yetiştiğimiz bir çınardır. Biz de bu mirası koruyarak ve çağın gereklerine göre dönüştürerek gelecek kuşaklara bırakıyoruz." dedi.
Bakan Göktaş, Darülaceze Sosyal Yaşam Şehri'nin "Türkiye Yüzyılı"nın vizyonunu en iyi anlatan projelerinden birisi olarak anılacağını belirleterek, sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından, Bakan Göktaş ile Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Göktaş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın dua etmesinin ardından törene katılan protokol üyeleriyle birlikte açılış kurdelesini kesti.
Törende, Darülaceze Lojmanlarının temel atma törenine canlı bağlantı da yapıldı.
Temel atma töreninde "Temeli attığımız yer ne kadar zamanda bitecek?" diye soran Erdoğan, "16 ay süre dediler ama siz ne kadar derseniz?' diyor. Eğer benim ne kadar dediğimi öğrenmek istiyorsan, azami 1 yıl. 1 yılda inşallah bu yeni projeyi bitirmemiz lazım. Ondan sonra orada şöyle güzel, muhteşem bir açılışı da ayrıca yaparız." diye konuştu.
"Hayali değil, hepsi gerçek"
Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra, protokol üyeleriyle birlikte temel atma butonuna basarken, "Ya Rabbi, kazasız belasız inşallah bu yeni eserleri tamamlamayı da bütün kardeşlerimize, bakanımız, başkanımız, hepsine, tüm yönetime nasip eyle. Gördüğünüz gibi şu anda maşallah mikserden betonlar akmaya başladı. Görüyorsunuz değil mi? Hayali değil, hepsi gerçek. Hayırlı olsun." dedi.