Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Göktaş, Aile Yılı Tanıtım Programı'na katıldı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dahilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz." dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde "Ailemiz Geleceğimiz" temasıyla Aile Yılı Tanıtım Programı düzenlendi.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, son kabine toplantısında 2025 senesini "Aile Yılı" olarak ilan ettiklerini, bu önemli haberi de milletle paylaştıklarını söyledi.
Erdoğan, Aile Yılı kapsamında, ilgili bakanlıkların koordinasyonunda aile kurumunun korunması, güçlendirilmesi ve değerlerin gelecek nesillere aktarılması amacıyla yıl boyunca çok önemli çalışmalar yapacaklarını ifade ettiklerini anımsatarak, sözlerine şöyle devam etti:
"Öncelikle şu hususu net bir şekilde tekraren ifade etmek istiyorum. Aile Yılı çerçevesinde icra edeceğimiz çalışmaları, etkin ve verimli nüfus politikalarıyla destekleyip uzun vadede güçlü ve sürdürülebilir bir zemine taşımak, en büyük önceliklerimizden biridir. 25 Aralık'ta Aile Bakanlığımız bünyesinde faaliyet gösterecek iki önemli kurumu, Aile Enstitüsü ve Nüfus Politikaları Kurulu'nu ihdas ettik. Kurul, hiç vakit kaybetmeden faaliyetlerine başladı, ilk toplantısını da 9 Ocak Perşembe günü geniş bir katılımla Külliye'mizde gerçekleştirdi. Bu yeni kurulumuz, sağlıklı bir nüfus yapısı için kısa, orta ve uzun vadeli stratejiler geliştirecek. Enstitümüz ise milletimizin geleceği açısından bir beka meselesi olarak gördüğümüz aileye ilişkin ilmi, akademik ve politika geliştirici faaliyetler yürütecek. Değerlerimizin ve nesillerimizin devamı için kritik bir sorumluluğu yüklenen her iki yeni oluşuma da çalışmalarında şimdiden başarılar diliyorum."
"Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa'nın 41'inci maddesinde açıkça zikredildiği üzere ailenin toplumun temeli olduğunu vurguladı.
Bir başka ifadeyle "aile küçük bir toplumdur, toplum da büyük bir ailedir." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Aile, bizim en kadim, en köklü müesseselerimizden biridir. Sosyal ve kültürel dokumuzun örülmesinde, asırlar ötesinden süzülüp gelen değerlerimizin bugüne ulaşmasında aile daima hayati rol oynamıştır. Toplumun özünü, cevherini, çekirdeğini teşkil eden aile kurumu, milli manevi değerlerimizin muhafazasında, bizler için vazgeçilmez bir yere ve öneme sahiptir. Tarihimize göz attığımızda, aile kurumu etrafında şekillenen toplumsal bilincin yüksek olduğu dönemlerde, devletin de milletin de güçlü bir konumda olduğunu görürüz.
Güçlü fertlerin güçlü aileye, güçlü ailenin güçlü millete, güçlü milletin de güçlü devlete giden yolun taşlarını döşediği yalnızca sosyolojik bir tespit değil aynı zamanda tarihi bir hakikattir. Bu hakikatin ışığında aile yapımızı korumak, tahkim etmek ve bizden sonraki kuşaklara zengin bir miras bırakmak, hepimizin görevidir. Tabii eğer aileyi güçlü kılmak istiyorsak, işe evvela aile fertlerinden başlamamız gerektiği de açıktır."
"Çocuklarımızın güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir"
Erdoğan, temel ne kadar sağlam atılırsa, binanın da o kadar kuvvetli, dayanıklı olacağını dile getirdi.
Bilinçli anne babaların yetiştireceği evlatların geleceğin mimarları olarak milli kimliğin yanı sıra, aile kurumunu da koruyacağını, yaşatacağını, yarınlara taşıyacağının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Çocuklarımızın gerek aile içinde gerekse eğitim kurumları bünyesinde bilgiyle, görgüyle, güzel ahlakla yetişmeleri son derece mühimdir. Milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, bu gerçeği, 'Bu cehalet yürümez, asra bakın asr-ı ulum, başlasın terbiyeniz ailelerden oğlum" ifadeleriyle dile getirmektedir. Evet, merhum Mehmet Akif'in bu veciz dizelerle ifade ettiği üzere, eğitim, ahlak, terbiye ve şahsiyet inşası, önce ailede başlar. Bilinçli bir ana babanın elinde, huzurlu bir yuvanın çatısı altında büyüyen çocuklar evvela ailelerine, daha sonra da milletlerine ve insanlığa faydalı, örnek kişiler haline gelir. Vatanına, milletine, bayrağına, mukaddesatına bağlı; tarihini, köklerini ve kim olduğunu bilen, bilgisi ve vizyonuyla çağı iyi okuyabilen bir gençlik hepimizin arzusudur, hedefidir, muradıdır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi zararlı akımlardan, zehirli düşüncelerden, aile ve toplum yapımızı tehdit eden sapkın ideolojilerden korumak da hepimizin ortak sorumluluğudur."
Kelimenin tam anlamıyla tuhaf zamanlarda yaşandığını, neo-liberal kültür akımlarının sınırları aşarak dünyanın dört bir yanına nüfuz ettiğini ve toplumsal dokuyu şekillendirdiğini söyledi.
Dijital platformlardaki yayınlara işaret eden Erdoğan, "Dijital platformlarda yer bulan diziler, filmler, yayınlar ve daha pek çok içerik, çoğu zaman kültür erozyonu ve kimlik aşınması gibi telafisi zor süreçlere sebep oluyor. Bilinçli, kasıtlı, ısrarlı ve sistematik bir şekilde servis edilen bu içerikler; başta cinsiyetsizleştirme politikaları olmak üzere, LGBT ve diğer gayri fıtri akımların da alan kazanmasına yol açıyor. Gelinen noktada şunu çok net bir şekilde görebiliyoruz; LGBT'nin 'koçbaşı' olarak kullanıldığı cinsiyetsizleştirme politikalarının öncelikli hedefi ailedir ve aile kurumunun kutsiyetidir." diye konuştu.
Daha önce de bu konuyu defalarca vurguladığını anımsatan Erdoğan, ilk etapta "kişisel tercih" denilerek meşrulaştırılmak istenen bu anomalinin bugün faşizan bir dayatmaya dönüştüğünü ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "LGBT eleştirisi, tıpkı siyonizme yönelik getirilen haklı eleştiriler gibi anında susturulmaktadır. Fıtratı, ahlakı ve aileyi savunan herkes ağır bir baskıya maruz kalmakta, küresel kültürün silahşorları tarafından yokluğa mahkum edilmektedir. Bunun siyasetteki örneklerini hepimiz biliyoruz." diye konuştu.
Bu zorbalığın sadece siyasetle de sınırlı olmadığını ifade eden Erdoğan, iş dünyasından medyaya, sinema sektöründen spora, oyunlardan dijital mecralara kadar hemen her alanda daha nobran, daha baskıcı, daha ürpertici bir gerçeklikle karşı karşıya olunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Henüz 2-3 yaşındaki masum sabiler bile oyunlar ve çizgi filmler üzerinden çok erken yaşlarda bu 'şenaate' muhatap oluyor. Birkaç ay evvel, tedbir uyguladığımız dijital bir oyun platformunda tespit edilen ahlaksızlıklar, bunun en çarpıcı örneğidir. Günden güne kesifleşen bu iklime, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dahil her platformda cesaretle itiraz eden nadir ülke ve liderlerden biriyiz. Önümüzdeki dönemde bu duruşumuzu daha da sağlamlaştıracağız. Sırasıyla bireyi, aileyi, toplumu ifsat eden cinsiyetsizleştirme politikalarına tepki göstermeye kararlılıkla devam edeceğiz. Kim ne derse desin, bu konuda Türkiye'nin tavrı bellidir, bundan geri adım asla söz konusu olmayacaktır."
"Bu konuda daha aktif sorumluluk alınacağına inanıyorum"
Birleşmiş Milletler bünyesinde verdikleri mücadelenin herkesin malumu olduğunu dile getiren Erdoğan, bu çabaları, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Türk Devletleri Teşkilatı başta olmak üzere diğer uluslararası kuruluşlara da teşmil ettiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün bir kez daha tüm kalbimle ifade etmek isterim; küresel cinsiyetsizleştirme politikaları karşısında kazanılacak her mevzi, insanlığın geleceği adına tartışmasız büyük bir başarıdır. İlgili kurumlarımızla birlikte akademi, medya, kültür sanat ve sivil toplum camiamızın bu konuda daha aktif sorumluluk alacağına inanıyorum. Yerel yönetimlerin, milli varlığımızın taşıyıcı kolonlarına hamle yapan bu akımlara prim vermemesi gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyorum."
"Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından kan kaybetmektedir"
Erdoğan, bir diğer önemli hususun, genç ve nitelikli nüfusun devamı olduğunu belirterek, her şeyden önce bunun demografik bir sınamadan öte, varoluşsal bir tehdit niteliğinde olduğuna işaret etti.
Bin yıldır bu topraklara mührünü vurmuş bilgisi, erdemi ve müktesebatıyla medeniyet coğrafyasını karış karış yeşertmiş güçlü nesillerin devamının, gelinen aşamada ülke için "hayat-memat meselesine" dönüştüğünü aktaran Erdoğan, "Şayet büyük ve güçlü bir Türkiye iddiasını taşıyorsak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirmek istiyorsak, yarınlarımızı güvence altına almayı arzu ediyorsak, hasılı, yakın gelecekte hem hedeflerimize ulaşmayı hem de beka sorunu yaşamamayı temenni ediyorsak şimdiden harekete geçmek zorundayız. Bunu hamaset yapmak için değil, bazı acı gerçeklerle yüzleştiğimiz için söylüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, doğurganlık oranı ve nüfus artış hızının alarm verdiğine dikkati çekerek, şu bilgileri verdi:
"2001 yılında toplam doğurganlık hızımız 2,38 iken, bugün bu rakam 1,51'e düşmüştür. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu dikkate alındığında, durumun vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yıllık nüfus artış hızımız ise 2022 yılında binde 7 iken, 2023'te binde 1,1'e gerilemiştir. Çocuk ve genç nüfusumuz azalırken, yaşlı nüfusumuz tarihimizde ilk defa yüzde 10'un üzerine çıkmış, ortalama yaşımız da 34 sınırına dayanmıştır.
Tüm bunlarla birlikte evlenme yaşı önemli ölçüde yükselmiş, boşanma oranları ise aynı nispette artmıştır. Evlenme hızı 2023'te binde 6,63 olarak gerçekleşti. 1000 nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden 'kaba boşanma hızı' ise 2,01'e çıktı. Boşanmaların yüzde 33,4'ünün evliliğin ilk 5 yılı içinde, yüzde 21,7'sinin ise evliliğin 6 ila 10'uncu yılları arasında meydana geldiği göze çarpıyor. Ülkemizde ilk evlenme yaşının kadınlar için 26'ya, erkekler için ise 28'e yükseldiğini görüyoruz. İlk anne olma yaşı, geçmişte görülmemiş biçimde, 29'u aşmış vaziyette. Bütün bu verilerin, oranların ve istatistiklerin anlattığı şudur; Türkiye, genç ve nitelikli nüfus bakımından, üzülerek söylüyorum, kan kaybetmektedir. Gerekli önlemleri bir an önce almaz, ihtiyaç duyulan politikaları kısa sürede uygulamazsak sorun telafi edilemez boyuta varacaktır. Allah korusun böyle bir durumda yalnızca nüfus değil, nüfuz kaybı da yaşamamız kaçınılmazdır."
"İdealimizi, güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz"
Erdoğan, karşılarına dikilen bu tehlikeyi yaklaşık 20 sene evvel sezdiklerini, 2007'de doğurganlık ve nüfus artış hızındaki gerilemeye dikkat çekme adına "en az üç çocuk" çağrısı yaptıklarını anımsattı.
Bu çağrıdan dolayı hem şahsen, hem de hükümet olarak ciddi baskı gördüklerini, itibar suikastlerine uğradıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Muhalefetin kışkırttığı birçok grup, yazar-çizer, sanatçı, sözüm ona aydın taifesi, bizi özel hayata müdahaleyle suçladı. Soruna her dikkat çektiğimizde ise bu saldırıların ve ithamların dozu daha da arttı. Şimdi geriye doğru baktığımızda ne kadar haklı olduğumuz, bize yönelik bühtanların da ne kadar mesnetsiz olduğu ortaya çıkıyor. Türkiye'nin güvenliğine, geleceğine, kalkınmasına ve huzuruna dair her konuda çuvallayanlar, burada da aynı yanlışı tekrarlamışlardır. Tabii bunun sadece bir öngörüsüzlük mü, yoksa arkasında çok daha sinsi emellerin mi olduğunun takdirini milletimizin yapacağına inanıyorum. Şahsi fikrim, nüfus planlaması kisvesi altında yürütülen çalışmaların kesinlikle art niyet taşıdığı şeklindedir. Zamanın, bu konuda da bizi teyit edeceği kanaatindeyim. Tabii biz, doğru bildiğimiz yolda sabırla yürümekten asla vazgeçmedik. Her fırsatta en az üç çocuk çağrımızı tekrarladık."
Milletin istikbalini garanti edecek çalışmalara devam ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, 10'uncu Kalkınma Planı'na "Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması" başlıklı dönüşüm programını ekleyerek, doğurganlık hızının artırılmasını nüfus politikasının öncelikli hedefi haline getirdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12'nci Kalkınma Planı ile doğurganlık oranının nüfusun kendini yenileme seviyesinin üzerine çıkarılmasını kendilerine gaye edindiklerini vurgulayarak, "Politikalarımızı destekleyici düzenlemeleri, projeleri, reform ve hizmetleri tek tek hayata geçirdik. Hak ve özgürlükleri genişlettik, eksiklikleri giderdik, kadın hakları ve aile yapısının iyileştirilmesini merkeze alan devrim niteliğinde adımlar attık. İnşallah bundan sonra da büyük ve güçlü Türkiye idealimizi güçlü aile ve güçlü nüfus yapısıyla gerçeğe dönüştüreceğiz." ifadelerini kullandı.
2025 yılını "Aile Yılı" ilan ettiklerini, bu kapsamda birçok yeni projeyi de hayata geçirdiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14-28 Mayıs seçim sürecinde millete söz verdikleri "Aile ve Gençlik Fonu"nu geçen sene deprem bölgesinde başlattıklarını anımsatarak, bu fonla evliliğe ilk adımını atan gençlere 48 ay vadeli, 2 yıl geri ödemesiz, 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sunulduğunu söyledi.
Bunu bir adım daha öteye taşıdıklarını ifade eden Erdoğan, "Yeni evlenecek gençlerimize Aile ve Gençlik Fonu dahilinde verdiğimiz faizsiz kredi desteğini 81 ilimizin tamamında uygulamaya alıyoruz. Aile ve Gençlik Fonundan artık 81 vilayetimizdeki tüm gençlerimiz istifade edebilecek. Dünya evine girecek gençlerimiz bu imkandan faydalanmak üzere bugün itibarıyla başvurularını yapabilirler. Yuva kuracak tüm gençlerimiz için şimdiden hayırlı-uğurlu olsun, diyorum." şeklinde konuştu.
"Çalışan anne-babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceğiz"
Bu yıl doğum yardımlarını da önemli ölçüde artırdıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu kapsamda, yeni doğacak ilk çocuk için verdiğimiz tek seferlik doğum yardımını bundan sonra 5 bin liraya yükseltiyoruz. Ayrıca, ikinci çocuk için her ay 1500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için de her ay 5 bin lira olacak şekilde çocuk yardımlarını devreye alıyoruz. Yeni doğacak ikinci ve sonraki çocuklar için hiçbir şart gözetmeksizin vereceğimiz çocuk yardımlarını her ay annelerimizin hesabına yatıracağız. Bu müjdemizin de ailelerimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Aile kurmayı teşvik edecek maddi destekler, danışmanlık hizmetleri ve genç çiftler için konut destekleri gibi uygulamaları devreye alacağız. Esnek ve uzaktan çalışma modelleriyle kadınların, ev ve iş hayatlarını rahatlatacak yeni imkanları hayata geçireceğiz."
Erdoğan, çalışan anne-babalar için ücretsiz veya düşük maliyetli çocuk bakım hizmetlerini güçlendireceklerini belirterek, çocuk sahibi olmayı teşvik edecek veya kolaylaştıracak tıbbi imkanları ailelerin istifadesine sunmayı da önemsediklerinin altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun haricinde geniş bir alanda faaliyetleri, projeleri ve müjdeleri de yıl boyunca ailelerle paylaşacaklarını bildirdi.
"Öyle talepler öne sürülüyor ki gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor"
Kanayan bir yaraya da dikkati çekmek istediğini ifade eden Erdoğan, "Peygamber Efendimiz, aile kurarken bakınız bizlere neyi öğütlüyor. 'En bereketli nikah, külfeti en az olanıdır' buyuruyor. Dolayısıyla nikah merasimlerinin sade, gösteriş, aşırılık ve israftan uzak olması Efendimiz tarafından bizlere tavsiye ve telkin ediliyor. Ancak, son yıllarda bu alanda sorunlarımız katlanarak artıyor." diye konuştu.
Erdoğan, özellikle sosyal medya platformlarının yaygınlaşmasıyla birlikte ataların tabiriyle "Eski köye yeni adetlerin" geldiğini gördüklerini söyledi.
"Öyle talepler, öyle listeler öne sürülüyor ki açık söylüyorum, gençlerimiz yuva kurmaktan korkuyor, çekiniyor, ürküyor, daha yolun başındayken umutları kırılıyor." diyen Erdoğan, evlenenlerin ise ödemesi en az 4-5 yıl süren ağır faturalarla karşılaştığını kaydetti.
Erdoğan, genç çiftlerin, aynı çatı altında beraberce yaşamayı öğrendikleri hassas dönemde, mevcut sıkıntılara ilaveten popüler kültürün veya geleneğin dayatması sebebiyle yüklendikleri maddi külfetlerle uğraştığı değerlendirmesinde bulunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Erken dönemde yaşanan boşanmaların ana nedenlerinden biri, 'olmasa da olur' diyebileceğimiz aşırı talepler dolayısıyla ortaya çıkan işte bu masraflardır. Gençlerimiz bundan fevkalade mustariptir, şikayetçidir. Aileye, ahlaka, fıtrata, çocuklara yönelik saldırıların arttığı ve medeniyet değerlerimize uygun hayat sürmenin zorlaştığı günümüzde, yuva kurmak isteyen gençlerimize yardımcı olmak mecburiyetindeyiz. İster kız tarafı ister erkek tarafı olsun her kim bunu zorlaştırıyorsa, gençlerin dünya evine girmesine engelliyorsa, büyük bir vebal altındadır.
Toplumun bilinçlendirilmesi noktasında Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve sivil toplum kuruluşlarımıza gerçekten önemli görevler düşmektedir. İnşallah '2025 Aile Yılını' vesile kılarak, bu sorunların da üzerine kararlılıkla gideceğimize inanıyorum. Rabb'im, evlenecek tüm gençlerimizin yardımcısı olsun diyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2025 Aile Yılı'nın ülke, milleti ve tüm aileler için hayırlı uğurlu olmasını temenni etti.
“Amacımız, ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır”
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise programda yaptığı konuşmada, ailenin medeniyeti ayakta tutan en güçlü yapı taşı olduğunu söyledi.
Köklerden beslenen, geleceğe ışık tutan ailelerin hem Türkiye hem de milletin huzur, güven ve istikrar kaynağı olduğunu belirten Göktaş, bir çocuğun ilk öğretmeninin anne ve babası olduğunu dile getirdi.
Bugün aile kurumunun küresel tehditlerle karşı karşıya ve büyük bir tehlike altında olduğuna işaret eden Göktaş, gelişen teknolojilerle aile bireyleri arasındaki iletişimin azaldığını ve dijital bağımlılığın arttığını ifade etti.
Tüketim, haz ve hıza dayalı yaşam biçimleriyle insanların giderek yalnızlaştığını, özellikle gençleri etkilemeye yönelik girişimlerle kadim aile değerlerinin hedef alındığını aktaran Göktaş, şöyle devam etti:
"Annelik ve babalık itibarsızlaştırılıyor, aile bağları zayıflıyor. Cinsiyetsizleştirmeyi dayatan küresel ve sistematik bir saldırı gerçekleşiyor. Zararlı akım ve alışkanlıklar, çocuklarımız başta olmak üzere tüm aile bireylerini olumsuz etkiliyor. Tüm bunların sonucu olarak, ülkemizin geleceğini tehdit eden ciddi bir demografik dönüşüm süreci yaşanıyor. Bu meydan okumaların olumsuz etkilerine karşı aile kurumunu korumak bizler için her zamankinden daha büyük bir sorumluluktur. Kadını, erkeği, çocuğu, genci, yaşlısıyla ailelerimizi bir sevgi ve güven limanı olarak inşa etmek hayati bir önem taşımaktadır. Bu nedenle 2025 yılını Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Aile Yılı ilan ettik. Amacımız, ailelerimizi günümüzün tehlikelerine karşı daha dayanıklı kılmaktır. Kadim aile değerlerimizi yüceltmektir. Ailenin önemine dair daha güçlü bir farkındalık oluşturmaktır. Dinamik nüfus yapımızı korumak ve kalkınmamızı istikrarlı bir biçimde sürdürmek için aileyi her alanda güçlendirmemiz ve desteklememiz gerekmektedir."
"Kötülükle mücadelede asla geri adım atmıyoruz"
Bakan Göktaş, Türkiye'nin yeraltı kaynaklarıyla oluşturulan Aile ve Gençlik Fonu ile yeni evlenecek gençlere umut olduklarını söyledi.
Engelli vatandaşların aileleriyle hayatlarını kolaylaştıracak destekler sunduklarını, Ulusal Vefa Programı ile yaşlıların ihtiyaçlarını evlerinde karşıladıklarını anlatan Göktaş, şehit yakınları ve gaziler için her türlü imkanı seferber ettiklerinin altını çizdi.
Ailelerin ve çocukların güvenliğini tehdit eden, varlığına kasteden her olayda, adalet tecelli edene kadar sürecin takipçisi ve tarafı olduklarına işaret eden Göktaş, "Bir anneye yapılan saldırıyı kendimize, bir çocuğa yapılan kötülüğü kendi çocuğumuza yapılmış sayıyor, kötülükle mücadelede asla geri adım atmıyoruz. Aile odaklı sosyal politikalarımızla, huzurlu, güçlü ve dayanıklı bir toplum inşa etme yolunda kararlılıkla ilerliyoruz." diye konuştu.
Bakanlık olarak aileye yönelik yapılan çalışmalardan bahseden Göktaş, "Türkiye Yüzyılı'nda Ailemiz, İstikbalimiz" temasıyla 8. Aile Şurası'nı gerçekleştirdiklerini, nüfusa ilişkin kurumsal yapıları, hukuki düzenlemeleri, sosyal politikaları ve hizmetleri bütüncül bir yaklaşımla ele alan Nüfus Politikaları Kurulu'nu oluşturduklarını, sosyal politikalara yön verecek araştırmalar yürütmesi amacıyla Aile Enstitüsü'nü kurduklarını anımsattı.
"Ailenin hak ettiği değeri yeniden idrak etmemize imkan sağlayacak bir dönem olacak"
Bakan Göktaş, Sosyal ve Ekonomik Destek Hizmeti (SED) ile 170 bin çocuğu ailelerinin yanında desteklediklerini belirterek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayesinde başlatılan Gönül Elçileri Projesi ile 8 bin 725 koruyucu aile yanında 10 bin 436 çocuğun şefkatle büyümesini sağladıkları bilgisini verdi.
Aile Rehberliği Sistemi ile koruyucu ve önleyici mekanizmaları daha da güçlendirdiklerini vurgulayan Göktaş, 81 il ve 922 ilçede sosyal risk haritaları oluşturduklarını söyledi.
Ailenin zor zamanlarda en büyük dayanak olduğunun altını çizen Göktaş, şöyle konuştu:
"Mutlu anlarımızı çoğaltan, hüznümüzü azaltandır ailemiz. Sevgiyi, saygıyı, merhameti, erdemi, ahlakı öğretendir ailemiz. Hayallerimizi gerçeğe dönüştüren her daim arkamızda olandır ailemiz. Varlık kaynağımız, çocukluğumuz, gençliğimiz, ihtiyarlığımızdır ailemiz. Dünümüz, bugünümüz, geleceğimizdir ailemiz. Ve işte 2025 yılı, ailenin hak ettiği değeri ve önemi yeniden idrak etmemize imkan sağlayacak bir dönem olacak. Türkiye olarak yaşadığımız tüm zorlukları, karşı karşıya kaldığımız tüm tehditleri ve tehlikeleri güçlü ve sağlıklı aile yapımızla göğüsledik. Anaların babaların dualarla uğurladığı evlatlarıyla, milli birliğimize ve beraberliğimize kast eden terör karşısında dimdik ayakta durduk, durmaya devam ediyoruz."
"Ailelerimizin birlik ve beraberliğini perçinleyen projeleri ve faaliyetleri gerçekleştireceğiz"
Bakan Göktaş, 15 Temmuz'da, 6 Şubat depremlerinde ve Kovid-19 salgınında tüm Türkiye'nin güçlü bir dayanışma gösterdiğini belirterek, aynı zamanda başka coğrafyalardaki mazlumların da yanında olunduğunu vurguladı.
"Türkiye olarak hiçbir yıkıcı oyunun, kışkırtmanın, tehdidin ve ayrıştırıcı söylemin aile bağlarımızı koparmasına, aile kurumumuza zarar vermesine göz yummayacağız. Ve bizler buna asla izin vermeyeceğiz." diyen Göktaş, şunları kaydetti:
"Cinsiyetsiz, milliyetsiz, ailesiz bir toplum hayali kuranlara rağmen, ailemize sahip çıkacağız. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı, engelli aileyi tüm bireyleriyle güçlendireceğiz. Ailelerimizi, her türlü tehdide karşı korumaya devam edeceğiz. Çünkü ailemiz geleceğimiz. Sayın Cumhurbaşkanım, zatıaliniz liderliğinde 2025 Aile Yılı'nı, güçlü aile yapımızın korunması için bir milat olarak görüyoruz. Aile yapımızın köklerini koruyarak, yenilikçi sosyal politikaları hayata geçireceğiz. Ailelerimizin birlik ve beraberliğini perçinleyen projeleri ve faaliyetleri gerçekleştireceğiz. Aile Yılı'nda atacağımız somut adımlarla, Türkiye'nin sosyal ve kültürel dokusunu daha da güçlendireceğiz."
Bakan Göktaş, "Ailemiz, Geleceğimiz" temasıyla gerçekleştirilecek 2025 Aile Yılı'nın hayırlara vesile olmasını temenni ederek, herkesin Aile Yılı'nı kutladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Aile Yılı anısına özel olarak hazırlanan hat tablosu hediye edildi
Programda, Aile Yılı Kamu Spotu izletildi. Alagöz Kültür Sanat ekibi tarafından, Türkiye'nin 7 bölgesinden halk danslarının yer aldığı "Destanların Dansı" gösterisinden aile temalı kısa bir kesit sahnelendi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Aile Yılı anısına özel olarak hazırlanan, Anadolu Türk motiflerinden olan ve aile birliğinin devamı ve eşlerin birbirine bağını simgeleyen "Bukağı" motifleri ile süslü "Sizin en hayırlınız, ailesine karsı en hayırlı olandır." Hadis-i Şerifinin yer aldığı hat tablosunu hediye etti.
Günün anısına, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, Türkiye'deki tüm aileleri temsilen ülkenin farklı kesimlerinden gelen ailelerle hatıra fotoğrafı çektirdi.