Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık, TRT Haber’de Kanal Koordinatör Yardımcısı Aysun Torun Orhan’ın moderatörlüğünde, Kanal 7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet ve CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova'nın sorularını yanıtladı.
Antalya'nın Elmalı ilçesinde davası görülen iki kardeşin istismarı iddialarına ilişkin açıklamalarda bulunan Bakanımız Yanık, Bakanlık olarak iddialara konu süreci hukuki ve sosyal destek olmak üzere iki yönlü yürüttüklerini belirtti. Bakan Yanık, "Hukuki süreç kapsamında davaya müdahiliz. Sosyal destek tarafına baktığımızda, olay ilk babaanne tarafından 5 Mayıs 2020'de Çocuk İzlem Merkezi'ne bir şikayet olarak geldi ve Bakanlık olarak ertesi gün olaya müdahil olduk. O tarihten itibaren Bakanlığımız çocukların yanında olarak bu olayın tarafı" dedi.
Çocukların devlet koruması altında olduğunu anımsatan Yanık, şöyle konuştu:
"Hukuki süreç devam ediyor. Biz en başından beri süreci takip ediyoruz. Maalesef bu tür konularda yoğun yapılıyor. Davayla ilgili olduğu söylenen birtakım ses kayıtları, yazışmalar, çizimler bu dosyaya ait değil. Ortada ciddi bir dezenformasyon yürüyor. Bir şekilde kamuoyu duyarlılığını harekete geçiren, kışkırtan birtakım dezenformasyonlar da var. Onlara da dikkat etmek lazım. Bunlar adaleti tecelli ettiren şeyler değil, adaleti çoğu kere sabote eden, manipüle eden dezenformasyonlardır. O yüzden kamuoyunun önüne sunulan bilgilerin gerçekliğini sorgulamasını da ben özellikle gerekli görüyoruz."
"Kadın haklarında geriye gidiş olmayacak"
Kadına yönelik şiddetle mücadeleye de değinen Yanık, bu konuda azımsanamayacak mesafe alındığını ifade etti. Yanık, "Bunu sadece bu işin bir tarafı olduğum, bakan sıfatıyla burada oturduğum için söylemiyorum. Bunu bir aktivist olarak söylüyorum. Bitti mi? Hayır. Bitecek mi? Çok zor. Sonuna kadar mücadele edeceğiz, sonuna kadar emek vereceğiz. Hukuken düzenlemeler yapacağız, toplumsal farkındalıklar oluşturacağız, kampanyalar yapacağız. Bu işi olabilecek en son kerteye kadar yürüteceğiz." dedi.
İstanbul Sözleşmesi'nin yüzlerce mevzuattan bir tanesi olduğunu ifade eden Yanık, konuşmasına şöyle devam etti
"Dolayısıyla bir mevzuatın kendi bağlamında ve kendi mevzuatı içerisinde tartışılması lazım. İstanbul Sözleşmesi kendi içerisinde bir taraftan değer yargılarıyla ilgili kısmı çok aşındırmaya yönelik bir tartışmanın tarafı oldu, öbür taraftan da hiç hak etmediği bir hukuki bağlamdan koparılarak, 'aileyi yıkıyor, her şeyi tarumar ediyor' tartışmasının ortasında kaldı. İstanbul Sözleşmesi bu anlamda kadın haklarına, kadın tartışmasına aslında zarar verici bir noktaya taşındı. Bizim kadın haklarını, kadın politikalarını kendi içerisinde ayrıca değerlendirmemiz ve konuşmamız gerekiyor. Türkiye'de AK Parti iktidarları, bundan sonra kadın politikalarıyla ilgili herhangi bir değişimin, kadın hakları, kadın kazanımları alanında bir geriye gidişin değil ancak bir ilerlemenin adı olabilir. Kadın haklarıyla alakalı, kadınların sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik kazanımlarıyla alakalı hiçbir şekilde bugün durduğumuz yerden bir milim dahi geriye gidecek bir kadın tipolojisi yok Türkiye'de."
Televizyonlardaki şiddet içerikli dizile ve gündüz kuşağı programları ilgili de değerlendirmelerde bulanan Bakan Yanık, medya sektörüne de çağrıda bulundu. Yanık, “Şiddet ve benzeri problemli içeriği olan filmler, diziler, programlar, gündüz kuşağı programları bunlar hem aile değerlerini hem çocukların psikolojik gelişimlerini olumsuz etkiliyor. Şiddete özendiren, şiddeti kanıksatan etkisi var. Peki ne yapacağız? Bütün medya dünyasının bu konuda bir ortak karar alması gerekiyor. Sadece bir ortak karar verip biz bunları yayınlamıyoruz demeleri yeterli. İyi içerik üretmek durumundayız” dedi.