…
…
…
…
12 Mart 2024, Salı New York- ABD

Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş BM’de Düzenlenen "Söylenmeyeni Söylemek: Çatışmanın Kadınlar ve Kız Çocukları Üzerindeki Yıkıcı Etkisi" Panelinde Konuştu:


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş, dünyadaki son gelişmelerin kadın, barış ve güvenlik gündemini tüm çabaların merkezine yerleştirmenin gerekliliğini gösterdiğini belirterek, "Kadınların ve kız çocuklarının haklarının hayatın her alanında güvence altına alınması, gelecek nesiller için müreffeh ve adil ekonomilerle sağlıklı bir dünya sağlamanın tek yoludur." dedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızca, Birleşmiş Milletler Kadının Statüsü Komisyonunun 68'inci Oturumu marjında, "Söylenmeyeni Söylemek: Çatışmanın Kadınlar ve Kız Çocukları Üzerindeki Yıkıcı Etkisi" etkinliği düzenlendi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Merkezi'ndeki panelde konuşan Bakan Göktaş, toplumlar üzerinde büyük baskı yaratan çok sayıda krizle karşı karşıya olan bir dünyada, kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasının her zamankinden önemli olduğunu belirtti.

"Kadınların ve kız çocuklarının haklarının hayatın her alanında güvence altına alınması, gelecek nesiller için müreffeh ve adil ekonomilerle sağlıklı bir dünya sağlamanın tek yoludur." diyen Göktaş, küresel güvenliğin, kötüleşen çatışma, istikrarsızlık ve şiddet karşısında daha da kötüleşme yolunda olduğunu kaydetti.

İstatistiklerin, 2022'de yaklaşık 600 milyon kadının, silahlı çatışmaların 50 kilometre yakınında yaşadığını gösterdiğini bunun da dünyadaki kadın nüfusunun yüzde 15’ine tekabül ettiğine dikkati çeken Göktaş, söz konusu oranın 1990'lara göre iki kat artığını bildirdi.

Silahlı çatışma durumunda ailelerin genellikle sevdiklerini, evlerini, mallarını ve arkadaşlarını geride bıraktığını ifade eden Bakan Göktaş, kadınların ve kız çocuklarının mülteci, ülke içinde yerinden edilmiş veya vatansız nüfusunun yaklaşık yüzde 50'sini oluşturduğunu söyledi.

Zorla yerinden edilmeyi, kadınlar ve kız çocukları için cinsiyete dayalı şiddete maruz kalma, eğitimden mahrum kalma, cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerine erişememe gibi olumsuz sonuçları tetikleyen itici bir faktör olarak nitelendiren Göktaş, "Bu durum, çatışma durumlarında karşılaştıkları farklı zorlukları daha da ağırlaştırmakta ve özel ihtiyaçlarına ilişkin hedefe yönelik çözümler gerektirmektedir. Yerinden edilmiş topluluklardaki kadınların ve kız çocuklarının güvenliğine, eğitimine ve refahına öncelik veren politika ve programların uygulanması zorunludur." diye konuştu.

"Kadınlara özgü çözümler üretmelidir"

Kadınların çatışma deneyimlerinin erkeklerinkine benzer yönleri olduğu gibi farklılıkların da olduğunu aktaran Bakan Göktaş, şunları kaydetti:

"Bütüncül çatışma çözümü veya barış süreçleri bu deneyimleri dikkate almalı ve kadınlara özgü çözümler üretmelidir. Bu çabalar boyunca, kadın sorunlarını ele alan barış süreçlerine kadınların dahil edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu noktada, kadın ve kız çocuklarının haklarının her alanda tanınması, kadınların karar alma ve barış süreçlerinde daha fazla rol almalarının sağlanması, kadınların ekonomik refahının artırılması ve kadın emeğinin takdir edilmesi elzemdir. Bu hakları koruyan ve bu konularda kadınlara ve kız çocuklarına pozitif ayrımcılık sağlayan yasal düzenlemelerin varlığı, kadınların ve kız çocuklarının savaşta ve barışta zorla evlendirilme, her türlü şiddet, tecavüz ve cinsel istismar gibi insan hakları ihlallerine maruz kalmalarının azaltılmasına katkı sağlayacaktır."

Türkiye'nin, insan haklarını, kadın haklarına ilişkin olanlar da dahil, tüm politika ve perspektiflerin merkezine yerleştirdiğini vurgulayan Göktaş, kadına yönelik şiddet de dahil, kadın haklarıyla ilgili konuların evrensel insan hakları ve demokrasi çerçevesinde ele alındığını anlattı.

"Uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiği açıktır"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Türkiye'nin, başta kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması olmak üzere çeşitli alanlarda önemli ilerlemeler kaydettiğini söyledi.

Bakan Göktaş, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin kadın, barış ve güvenliğe ilişkin 1325 Sayılı Kararı'nın, çatışma durumlarında kadınların korunmasına yönelik ciddi standartlar belirlediğini, buna rağmen kararın kabulünden bu yana geçen 20 yılı aşkın sürede, özellikle çatışmaya taraf ülkelerde ciddi bir isteksizlik olduğunu dile getirerek, "Uygulama eksikliği görmekten üzüntü duyuyoruz. Bu anlamda başta BM olmak üzere uluslararası kuruluşların ve uluslararası toplumun daha fazla sorumluluk alması gerektiği açıktır." dedi.

Dünyadaki pek çok durum ve son gelişmelerin, kadın, barış ve güvenlik gündemini tüm çabaların merkezine yerleştirmenin önemini gösterdiğini vurgulayan Göktaş, "Filistin, Afganistan, Yemen, Myanmar, Bosna-Hersek, Ukrayna, Irak, Suriye ve başka yerlerdeki kadınlar ve kız çocukları savaş ve yoksulluğun yıkıcı etkilerinden acı çekti ve bugün de çekmeye devam ediyor." şeklinde konuştu.

İsrail'in saldırıları nedeniyle bugün Gazze'nin çocuk ve kadın olmak için en tehlikeli yer olduğunu dile getiren Göktaş, Gazze'deki kadınların, orantısız insani yardım ve güvenlik riskleriyle karşı karşıya kalmaya devam ettiğini, Gazze halkı eşi benzeri görülmemiş boyutlarda bir felaket yaşandığını ifade etti.

"Acil insani ateşkes ve sürekli ve sınırsız insani erişim çağrılarını yineliyoruz"

Türkiye'nin Gazze'deki insani yardımlarını anlatan Bakan Göktaş, Gazze'de bir sahra hastanesi kurulması için de çalışmaların sürdüğünü, aralarında refakatçilerin de bulunduğu yüzlerce Filistinlinin tedavi için Türkiye'ye getirildiğini aktardı.

Göktaş, "Türkiye olarak başta Gazze Şeridi olmak üzere dünyadaki tüm çatışma bölgelerindeki kadın ve kız çocuklarının tüm ihtiyaçlarının karşılanması için gereken ölçekte gıda, su, yakıt ve sağlık malzemeleri de dahil olmak üzere yardımların girişini ve sağlanmasını kolaylaştırmak üzere acil insani ateşkes ve sürekli ve sınırsız insani erişim çağrılarını yineliyoruz." ifadelerini kullandı.

Ukrayna'daki çatışmalarda da kadın ve çocukların gördüğü zarara dikkati çeken Göktaş, "Türkiye savaş nedeniyle kabul ettiğimiz savaş mağduru Ukrayna vatandaşlarına, özellikle de Ukrayna'da aldıkları hizmetlerin aynısını almaya devam etmelerini sağladığımız yetim çocuklara koruma sağlıyor. Şu anda çoğunluğu kadın ve kız çocuklarından oluşan yaklaşık 600 Ukrayna vatandaşına koruma ve bakım hizmeti sağlıyoruz." diye konuştu.

Türkiye'nin, insani yardım konusunda tarihi ve kültürü ile kökleşmiş güçlü bir geleneğe sahip olduğunu dile getiren Göktaş, Türkiye'nin kadınların ve kız çocuklarının ihtiyaç ve taleplerine öncelik verdiğini belirtti.

Acil durumlarla ilgilenmenin yanı sıra, sadece Türkiye'de değil, yurt dışında yaşayan kadın ve kız çocuklarını da güçlendirmeyi amaçlayan kalkınma yardımları sağladıklarını ifade eden Bakan Göktaş, "Tüm bunlarda temel ilkemiz, dünyanın her yerinde kadınların ve kız çocuklarının haklarını ve kendilerini gerçekleştirmelerini savunmaktır. " dedi.