…
07 Kasım 2019, Perşembe Ankara, TÜRKİYE

Disleksi Farkındalık Sempozyumunda Disleksili Bireylerin Sorunları ve Beklentileri Ele Alındı


Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün düzenlediği Disleksi Farkındalık Sempozyumu 6 Kasım 2019’da ATO Meclis Salonunda yapıldı.

1-7 KASIM tarihleri arasında kutlanan ‘Dünya Disleksi Haftası’ münasebetiyle, AÇSHB Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği tarafından ATO Meclis Salonunda bir farkındalık sempozyumu düzenlendi.

Kişinin normal veya üstün zekâ düzeyinde olmasına rağmen okuma, yazma ve dil becerilerinde problem yaşamasına sebep olan özel öğrenme güçlüğü olarak tanımlanan disleksi, genellikle okuma bozukluğu şeklinde gözlemleniyor. Bu güçlüğü yaşayan bireylerin çoğu aynı zamanda dikkat eksikliği ve hiperaktivite de bulunabiliyor. Disleksi ile ilgili erken tanılama ve doğru eğitim öğretim yöntemleri uygulamak büyük önem taşıyor.

27 Ülkenin üye olduğu Avrupa Disleksi Birliği tarafından 1-7 Kasım haftası Disleksi Farkındalık Haftası olarak kabul edildikten sonra Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği işbirliği ile 25 Kasım 2015 yılında İlk Disleksi çalıştayı, Mayıs 2016 disleksili çocuklar ve gençlere yönelik, senaryo eğitimi, belgesel çalışması ve kısa film yarışması düzenlendi. Eylül 2017’de Disleksi Farkındalık Kamu Spotu hazırlandı.

Bu yıl 1-7 Kasım Disleksi Farkındalık haftası kapsamında; 81 ilde için afiş broşür çalışması, toplu taşıma araçları ekranında dönecek kamu spotu çalışması (Bakanlığımız logolu 2017 yılı kamu spotu), 6 Kasım 2019 tarihinde sabah oturumunda ailelere, öğleden sonra oturumunda profesyonellere yönelik toplam iki oturumda Ankara Ticaret Odası Meclis Salonunda sempozyum etkinlikleri gerçekleştirildi.

Dünyadaki Hackerların Büyük Bir Kısmı Disleksili

Disleksi Öğrenme Güçlüğü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Disleksili Çocuklar Vakfı Kurucu Üyesi Atıf TOKAR, disleksili çocukların eğitiminin önemine ve alandaki farkındalık oluşturma çabalarından söz etti.  Disleksili çocukların okul öncesi dönemlerde iyi bir eğitimciye ihtiyacı olduğunu, anaokulu öğretmenlerinin bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu durumun ilerleyen dönemler için çok kritik olduğunu ifade etti. 

TOKAR, disleksili çocukların 3'üncü sınıfta gördüğü müfredatın çok ağır olduğuna dikkat çekerek, "Çok soyut bilgilere geçildiğinde, disleksili çocuklarla yaşıtları arasındaki makas açılıyor, 3'üncü sınıftan sonra aile perişan oluyor. Bu müfredat çok ağır." dedi.  TOKAR, dünyadaki hackerların büyük bir kısmının disleksili olduğunu belirterek, bunların doğru yönlendirme ile iyi yerlere gelebileceğini de kaydederek,  dernek destek odalarının daha etkin kullanılması, öğretmen sayıları ve donanımlarının artırılması alanındaki çalışmaların devamını bakanlık ilgilerinden talep etti.

Dislekside Tanılama Daha Nitelikli Hale Getiriliyor

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Ahmet Emre BİLGİLİ; Milli Eğitim Bakanlığınca gerçekleştirilen yenilikler ve program içerikleri ile ilgili, disleksi konusunda gerçekleştirilen program içerikleri ve öğretmen seminerleri hakkında bilgi verdi, paydaş kuruluşlar arasındaki işbirliğini önemsediklerini söyledi.

BİLGİLİ; Tanılama ve çocuk için ne yapılması gerektiğinde planlamanın önemli olduğunu ifade ederek, bunun için bir ölçme aracı geliştirdiklerini ve buna "özel öğrenme güçlüğü testi" ismi verdiklerini,  bunun için Rehberlik ve Araştırma merkezlerimizde bütün hazırlıkların yapıldığını, yakında uygulayıcı eğitimlerine başlayacaklarını, uygulayıcı eğitimleri bitirdikten sonra eğitsel değerlendirme süreçlerinde testin aktif kullanımını sağlayacaklarını, böylece tanılama işini daha nitelikli hale getirmeye başlıyoruz. Çünkü ne kadar erken ve doğru tanılayabilirsek, ilk adımı o kadar doğru atmış oluruz." ifadelerini kullandı.

Uzm. Dr. Orhan KOÇ: Sahada İnsana Dair Uygulamalar Çok Önemli. Bu Nedenle de Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Sürekli Temas Halindeyiz. 

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ; dislektik çocukların tespitinin yapılmasının güçlüğüne değindi.  Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı,  Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sivil Toplum Kuruluşları ve ilgili tüm tarafların katılımıyla dislektik çocukların nasıl desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca ‘disleksi’ hastası bireylerin ailelerinin bilinçlendirilmesi ve benzeri başlıklar için nasıl bir davranış biçimi oluşturulması gerektiğini vurguladı. 

Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Uzm. Dr. Orhan KOÇ, disleksi konusunda erken tanının önemine vurgu yaptı. Bakanlıklar bünyesinde gelinen noktayı ve ÇÖZGER' in olumlu etkilerini anlattığı konuşmasında; “Disleksiyi ilkokul 1'inci sınıfta tanıyoruz. Çünkü çocuk orada okuma yazma gibi doğal bir teste tabi tutuluyor. Ama disleksiyi daha erken tanılamak için çalışmamız lazım. Bu toplantı buna vesile olacaktır. Tanıladıktan sonraki süreçleri hep beraber hayata geçireceğiz” dedi.

Uzm. Dr. Orhan KOÇ ayrıca, sahada insana dair uygulamaların çok önemli olduğunu, bu nedenle de sivil toplum kuruluşlarıyla sürekli temas halinde olduklarını, disleksi tanısı konan çocukların üstün yetenekleri olduğunu da ifade ederek, bunu keşfetmenin ve bunun için programlar geliştirmenin önemine dikkat çekti.

İki aşamalı Sempozyuma çok sayıda akademisyen, öğretmen ve öğrenciler ile anne ve babalar da katıldı. 1. Oturum başkanlığını da AÇSHB Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı  Faik YILDIRIM, Öğleden sonraki 2.  Oturum başkanlığını AÇSHB Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Sebiha BAŞARAN yaptı.

Bilimsel ağırlıklı konuşmaların yapıldığı sempozyumun 2'nci oturumunda, MEB Rehberlik ve Özel Eğitim Genel Müdürlüğü adına öğretmen Nazlı Deniz SARI; Uygulama, mevzuat destek odası uygulamaları ve gelişmeleri konusunda katılımcılara bilgilendirme yaptı. 

Ankara Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Doç. Dr. Cevriye ERGÜL ise Özel Eğitimde öğretmen, veli ve çevrenin gelişim sürecine ilişkin etkilerini vurguladı.  Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ayşegül Şükran ÖZ; Disleksi'li bir öğrencisi üzerinden gözlemlenen sorun ve çözüm önerilerini vurguladı.  Konuşmacılardan Uzman Psikolog Ecmel ÇITAK;  Kendi Disleksi mücadelesini ve toplum içinde yaşadığı güçlükleri anlattı.

Program karşılıklı soru ve cevapların ardından sona erdi.