İtilaf Devletleri'ne karşı 1915–1916 yılları arasında muhteşem bir azim ve mücadele ile kazandığımız 18 Mart Çanakkale Zaferi,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askerlerine "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir." dediği zaferdir.
Türk Milletinin tarihindeki en önemli ve şanlı zaferlerden birini simgeleyen 18 Mart Çanakkale Zaferi, Milletimizin kahramanlık ve fedakârlık örneğiyle dünya tarihine damgasını vurmuş bir destandır. Çanakkale; sadece askeri bir zafer değil, aynı zamanda Milletimizin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü olmuştur. Bu zaferin kazanılmasında, Türk Milletinin vatan sevgisi, birlik ve beraberlik içinde hareket etme gücü belirleyici olmuştur. Çanakkale’de dökülen kanlar, özgür ve bağımsız bir ülke için atılmış en büyük adımlardan birisidir.
Milletimizin birliği ve direnci sayesinde, Çanakkale’den çıkardığımız dersler, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini sağlamlaştıran en önemli öğretiler olmuştur. Onların cesaretleri, fedakârlıkları ve inançları Türk Milletinin asil ruhunu, birlik ve beraberliğe olan inancını bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir. Çanakkale Zaferi, gelecek nesillere miras olarak bırakılan büyük bir ders ve ilham kaynağıdır. Bizler de geçmişimizden aldığımız ilhamla bu aziz milletin refahı için çalışmalarımıza, mücadelemize tüm gayretimizle durmadan devam ediyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, Çanakkale Zaferi’nin 110’uncu yıldönümünde şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, kahraman gazilerimize sağlık ve mutluluklar diliyorum.